7 Ekim 2015 Çarşamba

ÖLÇÜ...!!! ALLAH TANIMINI ALMAKLA BAŞLAR.

ÖLÇÜ...!!!
ALLAH TANIMINI ALMAKLA BAŞLAR.
Bir şeyi bilmek için o şeyin tarifini bilmek gerekir .
O Zaman sahip olduğun her şeyin veya senin olduğunu iddia ettiğin herşeyin tarifini bilmek mecburiyetindesin.
Örneklendirecek olursak Hayatının gayesi olan Müslümanlık iddian.!
Bir kişinin yaratıçısını ve onun insan nesline göndermiş olduğu son peygambere inanması MÜSLÜMAN oldu demektir.
Doğru ama açılması lazım.
Kimdir son peygamber Muhammed sas.
Onun getirdiği kontrata bir bakalım ne yazıyor.
Hepsini şu anda okuyamayacağımıza göre o kontratta ki kırmızı çizgilere bir bakalım o neymiş.En önemli olanı ŞİRK Allah’a eş koşmak diyor.
En azından Muhammed sas a inandığımın bir delili bir belirtisi olsun.
Muhammedin dediği Allah tarifi kafirlerinkine tabab tabana zıt ama kişi bunu bilmediğinden şeytanın oyununa geliyor.
Daha detayları aşağıdaki linkte.

GÜNÜMÜZ İNSANININ KENDİNİ İZAH EDEMEYİŞİ ANLATAMAYIŞI EN BÜYÜK PROPLEM...!

http://namenstraat8bredahollanda.blogspot.nl/2015/09/gunumuz-insaninin-kendini-izah.html?spref=fb   
************************************
İNSANIN RABBISIYLA OLAN MÜNASEBETİNDEKİ ÖLÇÜ..
.
İnsanın Rabbısıyla münasebeti; itikat ve belirli ibadetlerden
müteşekkildir... 0 halde insan yaratıcısı olan Rabbına nasıl inanmalı ve O'nu nasıl takdis etmeli ya da O'na nasıl ibadet etmelidir?... İşte bunu belirleyici bir ölçünün olması, onun da yaratıcıdan olması kaçınılmazdır. Aksi halde insan yaratıcının zatına uygun düşmeyen inanç ve ibadet şekillerinnin içine düşmüş olur..

Nitekim Allahu Teâlâ  insanlara bu sahada gerekli ölçüyü bildirmiştir... Allah'ın varlığına iman ederken aklın hakemliğini esas kılmıştır. Kur'anı Kerim 'de yüzlerce ayeti kerimenin bu sahada insan aklına hitap ettiğini görüyoruz. İnsanın kâinatı inceleyip oradan da Allah'ın varlığı ile ilgili delilleri bulabileceğine işaret edilmesinden; Allah'ın varlığına iman ederken, ittihaz edilecek ölçünün, aklın, hakemliğini esas almak olduğu: ortaya çıkar. Fakat Allah'ın zatı ve aklın sahası dışında kalan diğer inanılması gerekli konularda ölçünün sadece delâleti ve subutu kat'î olarak mevcud vahyî delile dayanmak olduğunu da yine Allahu Teâlâ'-nın Kitabı Keriminin bütünlüğü içinde görürüz.

İncelediğimizde Kitabı Kerim'de Allahu Teâlâ'nın iman edilmesini taleb ettiği konularda kat'î delile dayanmanın esas alındığını görürüz. Ve zannî delile (delâleti ve subutu kat'î olmayan delile) tabî olmayı da kesinlikle yasakladığını görürüz. Buradan inanılması gereken konularda ölçünün, o konulardaki delilin kat'î olmasının gerektiği alarak ortaya çıkıtığını görürüz...


AKAİDE ( inanılması gereken temel konulara) ait delil, muayyen bir meseleye delâlet eden delildir ki, akâîdi ispat için burhandır. Burhan, kat'î ve kesin olan şeye denir Zannî delil, ne burhan olur ne de delil olur.. Kur'an-ı Kerim, burhan ve sultan kelimelirini kullanmıştır, bu kelimelerin bulunduğu bütün Kur'an ayetlerini inceleyen kimse her bir kelimenin Kur'an'daki kullanış biçimini araştırırsa her birinin manasının  kesinleşmiş delil olduğu ortaya çıkar. Şu halde kat'î delilin de subutu ve delâleti katî yani varlığı ve manası kesin delil olduğu açığa çıkar.
http://namenstr8.blogspot.nl/2015/06/muslumanlarin-genelinde-islami-olcunun.html

2 yorum:

  1. ÖLÇÜ...!!!
    ALLAH TANIMINI ALMAKLA BAŞLAR.
    Bir şeyi bilmek için o şeyin tarifini bilmek gerekir .
    O Zaman sahip olduğun her şeyin veya senin olduğunu iddia ettiğin herşeyin tarifini bilmek mecburiyetindesin.
    Örneklendirecek olursak Hayatının gayesi olan Müslümanlık iddian.!
    Bir kişinin yaratıçısını ve onun insan nesline göndermiş olduğu son peygambere inanması MÜSLÜMAN oldu demektir.
    Doğru ama açılması lazım.
    Kimdir son peygamber Muhammed sas.
    Onun getirdiği kontrata bir bakalım ne yazıyor.
    Hepsini şu anda okuyamayacağımıza göre o kontratta ki kırmızı çizgilere bir bakalım o neymiş.En önemli olanı ŞİRK Allah’a eş koşmak diyor.
    En azından Muhammed sas a inandığımın bir delili bir belirtisi olsun.
    Muhammedin dediği Allah tarifi kafirlerinkine tabab tabana zıt ama kişi bunu bilmediğinden şeytanın oyununa geliyor.
    Daha detayları aşağıdaki linkte.
    http://namenstraat8bredahollanda.blogspot.nl/2015/09/gunumuz-insaninin-kendini-izah.html?spref=fb

    YanıtlaSil
  2. İNSANIN RABBISIYLA OLAN MÜNASEBETİNDEKİ ÖLÇÜ..
    .
    İnsanın Rabbısıyla münasebeti; itikat ve belirli ibadetlerden
    müteşekkildir... 0 halde insan yaratıcısı olan Rabbına nasıl inanmalı ve O'nu nasıl takdis etmeli ya da O'na nasıl ibadet etmelidir?... İşte bunu belirleyici bir ölçünün olması, onun da yaratıcıdan olması kaçınılmazdır. Aksi halde insan yaratıcının zatına uygun düşmeyen inanç ve ibadet şekillerinnin içine düşmüş olur..

    Nitekim Allahu Teâlâ insanlara bu sahada gerekli ölçüyü bildirmiştir... Allah'ın varlığına iman ederken aklın hakemliğini esas kılmıştır. Kur'anı Kerim 'de yüzlerce ayeti kerimenin bu sahada insan aklına hitap ettiğini görüyoruz. İnsanın kâinatı inceleyip oradan da Allah'ın varlığı ile ilgili delilleri bulabileceğine işaret edilmesinden; Allah'ın varlığına iman ederken, ittihaz edilecek ölçünün, aklın, hakemliğini esas almak olduğu: ortaya çıkar. Fakat Allah'ın zatı ve aklın sahası dışında kalan diğer inanılması gerekli konularda ölçünün sadece delâleti ve subutu kat'î olarak mevcud vahyî delile dayanmak olduğunu da yine Allahu Teâlâ'-nın Kitabı Keriminin bütünlüğü içinde görürüz.

    İncelediğimizde Kitabı Kerim'de Allahu Teâlâ'nın iman edilmesini taleb ettiği konularda kat'î delile dayanmanın esas alındığını görürüz. Ve zannî delile (delâleti ve subutu kat'î olmayan delile) tabî olmayı da kesinlikle yasakladığını görürüz. Buradan inanılması gereken konularda ölçünün, o konulardaki delilin kat'î olmasının gerektiği alarak ortaya çıkıtığını görürüz...


    AKAİDE ( inanılması gereken temel konulara) ait delil, muayyen bir meseleye delâlet eden delildir ki, akâîdi ispat için burhandır. Burhan, kat'î ve kesin olan şeye denir Zannî delil, ne burhan olur ne de delil olur.. Kur'an-ı Kerim, burhan ve sultan kelimelirini kullanmıştır, bu kelimelerin bulunduğu bütün Kur'an ayetlerini inceleyen kimse her bir kelimenin Kur'an'daki kullanış biçimini araştırırsa her birinin manasının kesinleşmiş delil olduğu ortaya çıkar. Şu halde kat'î delilin de subutu ve delâleti katî yani varlığı ve manası kesin delil olduğu açığa çıkar.
    http://namenstr8.blogspot.nl/2015/06/muslumanlarin-genelinde-islami-olcunun.html

    YanıtlaSil