BU SİSTEME BU DEVLETE SAHİP ÇIKAN VEDE MÜSLÜMAN OLDUĞUNU SÖYLEYEN KİŞİLERE DUYURULUR.
BU HİZB-UT-TAHRİR DENEN ÖRGÜT MENSUPLARININ SUÇU NEYMİŞ ONU BİR ARAŞTIRIN.
NEDEN UZAKLARA SÜRGÜN EDİLMİŞ ONUDA BİR ARAŞTIRIN.
ÖYLE OTURUP DURMAKLA CENNET ELDE EDİLMEZ MÜSLÜMAN OLDUKLARINI İDDİA EDEN KARDEŞLERİM.
Adıyaman E Tipi Cezaevinde Hizbut-Tahrir'e üye olmaktan hükümlü olan Abdurrahman Tosun ve Fahri Türkoğlu, ailelerinden yüzlerce kilometre uzaklıkta bulunan Kırıkkale F Tipi Cezaevi'ne sürgün edildiler.
Türkiye'de cezaevlerinde kalan mahkûmlar bütün tepkilere ve açıklamalara rağmen hiçbir gerekçe gösterilmeden ailelerinden yüzlerce kilometre uzaklara sevk edilmelerine devam ediliyor.
İSTANBUL - Adıyaman E Tipi Cezaevinde Hizbut-Tahrir'e üye olmaktan hükümlü olan Abdurrahman Tosun ve Fahri Türkoğlu, ailelerinden yüzlerce kilometre uzaklıkta bulunan Kırıkkale F Tipi Cezaevi'ne sürgün edildiler. Yaşadıkları mağduriyeti kaleme aldığı mektupla anlatan Abdurrahman Tosun, aynı davadan beraber yattıkları Fahri Türkoğlu ile beraber ailelerinden 700 kilometre uzak bir yere âdeta sürgün edildiklerini ifade etti. ... BU ZULMÜ TEŞHİR EDİN
Mektubunda iki yıla yakındır Adıyaman E Tipi Cezaevi'nde kaldığını ifade eden Tosun, yazısında, "Hizbut-Tahrir Örgütüne üye olmaktan Adıyaman E Tipi Cezaevinde yatmaktayız. Ben iki yıla yakındır burada yatmaktayım. Arkadaşım Fahri Türkoğlu ise bir buçuk yıl Malatya E Tipi Cezaevi'nde yattıktan sonra Adıyaman'a sevk edildi. Bir yıldır da burada yatmakta. Ancak ben ve arkadaşım Fahri Türkoğlu hiçbir gerekçe gösterilmeden ailelerimizden 700 kilometre uzakta olan Kırıkkale F Tipi Cezaevi'ne sürgün edildik. Kişi, Müslüman olunca bu dünyada sahipsiz kalıyor. Ve böyle haksız bir şekilde ve hiçbir gerekçe gösterilmeksizin ailelerinden koparılıyor. Sizden ricam bizlere yapılmış olan bu haksızlığı ve zulmü Müslümanlar nezdinde Türkiye kamuoyuna duyurmanız ve teşhir etmenizdir." ifadelerine yer verdi. —
"Allah onların kalplerini mühürlemiştir de hiç bir şey bilmezler."
Gerçekten de Allah onların bilgi ve idrâk kapılarını kapamış, verilen sinyalleri alıp kavrama hassalarını çalışmaz hale getirmiştir.
Zira onlar kendileri istemişlerdir ahmaklığı, cehaleti ve hamlığı
Canlı, hareketli, enerjik olmayı reddetmişlerdir... Ve ancak itici
enerjiden, canlı ve atılgan hareketlilikten, bilgi ve tecrübenin bahşettiği gerçek zevkten mahrum olanlar isterler kabaca rahatı ve zelilce kenarda kalmayı. Ayrıca bu tip kimseler, pratik hayatta bir varlık göstermekten, tesir etmekten, başkalarının tesirine kapılmaktanda uzaktırlar... Gerçek odur ki rahatlığın verdiği gevşeklik insanın
bilgi ve idrak kabiliyetini yok eder. Kafaları ve kalpleri kapalı tutar. Halbuki hayat hareketle vardır... Aynı zamanda hayat enerjisini harekete sevkeden de yine hareket kabiliyyetidir... Tehlikelerle
karşılaşmak insan ruhundaki gizli enerjileri harekete geçirir. Aklın
kabiliyetini geliştirir. Adalelere güç verir. Ancak ihtiyaç anında kendisini gösteren saklı kabiliyetleri açığa çıkarır, insanın sahip olduğu istidatları faaliyete geçirerek çağırmak ve kabul etmek için ateşler...
İste bütün bunlar bir nevi bilgi ve tecrübe çeşididir ki, budalaca bir
rahatlık sevdasına düşmüş olanlar, kenarda ve köşede kalarak horlanmaya rıza gösterenler bütün bu kabiliyetlerden mahrumdurlar...
https://sphotos-b-lhr.xx.fbcdn.net/hphotos-prn1/1016272_716038021756475_769784389_n.jpg
30 Ağustos 2013 Cuma
BU SİSTEME BU DEVLETE SAHİP ÇIKAN VEDE MÜSLÜMAN OLDUĞUNU SÖYLEYEN KİŞİLERE DUYURULUR. BU HİZB-UT-TAHRİR DENEN ÖRGÜT MENSUPLARININ SUÇU NEYMİŞ ONU BİR ARAŞTIRIN. NEDEN UZAKLARA SÜRGÜN EDİLMİŞ ONUDA BİR ARAŞTIRIN. ÖYLE OTURUP DURMAKLA CENNET ELDE EDİLMEZ MÜSLÜMAN OLDUKLARINI İDDİA EDEN KARDEŞLERİM. Adıyaman E Tipi Cezaevinde Hizbut-Tahrir'e üye olmaktan hükümlü olan Abdurrahman Tosun ve Fahri Türkoğlu, ailelerinden yüzlerce kilometre uzaklıkta bulunan Kırıkkale F Tipi Cezaevi'ne sürgün edildiler. Türkiye'de cezaevlerinde kalan mahkûmlar bütün tepkilere ve açıklamalara rağmen hiçbir gerekçe gösterilmeden ailelerinden yüzlerce kilometre uzaklara sevk edilmelerine devam ediliyor. İSTANBUL - Adıyaman E Tipi Cezaevinde Hizbut-Tahrir'e üye olmaktan hükümlü olan Abdurrahman Tosun ve Fahri Türkoğlu, ailelerinden yüzlerce kilometre uzaklıkta bulunan Kırıkkale F Tipi Cezaevi'ne sürgün edildiler. Yaşadıkları mağduriyeti kaleme aldığı mektupla anlatan Abdurrahman Tosun, aynı davadan beraber yattıkları Fahri Türkoğlu ile beraber ailelerinden 700 kilometre uzak bir yere âdeta sürgün edildiklerini ifade etti. ... BU ZULMÜ TEŞHİR EDİN Mektubunda iki yıla yakındır Adıyaman E Tipi Cezaevi'nde kaldığını ifade eden Tosun, yazısında, "Hizbut-Tahrir Örgütüne üye olmaktan Adıyaman E Tipi Cezaevinde yatmaktayız. Ben iki yıla yakındır burada yatmaktayım. Arkadaşım Fahri Türkoğlu ise bir buçuk yıl Malatya E Tipi Cezaevi'nde yattıktan sonra Adıyaman'a sevk edildi. Bir yıldır da burada yatmakta. Ancak ben ve arkadaşım Fahri Türkoğlu hiçbir gerekçe gösterilmeden ailelerimizden 700 kilometre uzakta olan Kırıkkale F Tipi Cezaevi'ne sürgün edildik. Kişi, Müslüman olunca bu dünyada sahipsiz kalıyor. Ve böyle haksız bir şekilde ve hiçbir gerekçe gösterilmeksizin ailelerinden koparılıyor. Sizden ricam bizlere yapılmış olan bu haksızlığı ve zulmü Müslümanlar nezdinde Türkiye kamuoyuna duyurmanız ve teşhir etmenizdir." ifadelerine yer verdi. — "Allah onların kalplerini mühürlemiştir de hiç bir şey bilmezler." Gerçekten de Allah onların bilgi ve idrâk kapılarını kapamış, verilen sinyalleri alıp kavrama hassalarını çalışmaz hale getirmiştir. Zira onlar kendileri istemişlerdir ahmaklığı, cehaleti ve hamlığı Canlı, hareketli, enerjik olmayı reddetmişlerdir... Ve ancak itici enerjiden, canlı ve atılgan hareketlilikten, bilgi ve tecrübenin bahşettiği gerçek zevkten mahrum olanlar isterler kabaca rahatı ve zelilce kenarda kalmayı. Ayrıca bu tip kimseler, pratik hayatta bir varlık göstermekten, tesir etmekten, başkalarının tesirine kapılmaktanda uzaktırlar... Gerçek odur ki rahatlığın verdiği gevşeklik insanın bilgi ve idrak kabiliyetini yok eder. Kafaları ve kalpleri kapalı tutar. Halbuki hayat hareketle vardır... Aynı zamanda hayat enerjisini harekete sevkeden de yine hareket kabiliyyetidir... Tehlikelerle karşılaşmak insan ruhundaki gizli enerjileri harekete geçirir. Aklın kabiliyetini geliştirir. Adalelere güç verir. Ancak ihtiyaç anında kendisini gösteren saklı kabiliyetleri açığa çıkarır, insanın sahip olduğu istidatları faaliyete geçirerek çağırmak ve kabul etmek için ateşler... İste bütün bunlar bir nevi bilgi ve tecrübe çeşididir ki, budalaca bir rahatlık sevdasına düşmüş olanlar, kenarda ve köşede kalarak horlanmaya rıza gösterenler bütün bu kabiliyetlerden mahrumdurlar... https://sphotos-b-lhr.xx.fbcdn.net/hphotos-prn1/1016272_716038021756475_769784389_n.jpg
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder