İran'ın rejimin resmi mezhebi olarak belirlediği mezhep meselesi, taşımış olduğu bir mesaj ve proje olarak belirlenmemiştir. Zira o, rejimini bu mezhep üzerine kurmadığı gibi anayasasını da bu temel üzerine koymamış ve maddeleri de ondan alınmamıştır. Bilakis yönetim sistemi, dış siyaseti, ordu ve güvenlikle ilgili temel maddeler, kapitalist sistemden alınmıştır. Dolayısıyla o, Hicaz ülkesinde yaygın olan "Hanbeli Mezhebini" istismar eden ve rejimin çıkarlarını gerçekleştirdiğini gördüğümüz Suudi Arabistan rejimine benzemektedir. İran'ın dış siyasetine gelince; bu, Amerika'nın bölgedeki ve aynı şekilde Büyük Orta Doğu ve İslam ülkelerindeki çıkarlarıyla uyumludur. Mesela Tahran, son on yıl veya daha fazla yıl boyunca Amerika'nın Irak ve Afganistan'daki işgalinin istikrarı gerçekleşmesi için Washington'a yardım etmiştir. Yine aynı şekilde Lübnan'daki partisi yoluyla Lübnan'ın siyasi sahnesini resmettiği gibi son zamanlarda da Esed'i desteklemek yoluyla Suriye'deki Amerikan hegemonyasını korumak için işbirliği yapmaktadır. Dolayısıyla İran, Afganistan'da, Suriye'de, Lübnan'da ve Irak'ta Amerika'nın çıkarlarına hizmet etmek için çalışmaktadır. Bölge dışında ise şunlar söylenebilir; Amerika, kendi füze kalkanı programlarının propagandasının yapılmasında, Körfez İşbirliği Konseyi [KİK] ülkelerini dengeli olmayan güvenlik anlaşmalarına bağlamada ve aynı şekilde Körfez ülkelerine İran korkusuyla milyarlarca dolarlık silahlar satmada İran'ın davranışlarını istismar etmeyi başarmıştır!
İran, Amerika birlikte hareket etmekte olup bu seyrinin ne anlama geldiğini ve sınırlarını bilmektedir. Dolayısıyla Nejad'ın, Afganistan, Irak ve Suriye'de Amerika'ya büyük hizmet ettiğine tanık olunan dönemde meydana geldiği gibi gerçekleri saptırmak ve örtmek için konuşma tonunu yükseltse de bunun ötesine geçemez. Bundan dolayı Amerika, İran rejiminin büyük oranda kendi çıkarlarına hizmet ettiğini görmektedir. Hatta Amerika'da karar verici daireler, rejimi değiştirmek için çalışmaya gerek duymamaktadırlar. Nitekim 12 Aralık 2008 tarihinde Robert Gates, Bahreyn'de Amerika ile İran arasında olması gereken ilişkiler hakkındaki uluslararası konferansta bu hususu açıklamış ve şöyle demiştir: "Hiç kimse İran'daki rejimi değiştirmek için çalışmıyor... Bu bağlamda bizler, politikalar ve davranışlarda bir değişim oluşturmalıyız. Şöyle ki; İran, istikrarsızlığın ve şiddetin kaynağı olmak yerine bölge ülkeleri için iyi bir komşu olmuştur."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder