26 Eylül 2013 Perşembe

Sürgündeki Geçici Hükümet Başbakanı Dr. Ahmed Salih Tuma el-Hadr, İnsanların Liderliğini Almak ve Müslümanlara Saldırmak İçin Hazırlık Yapmakta

Sürgündeki Geçici Hükümet Başbakanı Dr. Ahmed Salih Tuma el-Hadr, İnsanların Liderliğini Almak ve Müslümanlara Saldırmak İçin Hazırlık Yapmakta

Sürgündeki Geçici Hükümet Başbakanı Dr. Ahmed Salih Tuma el-Hadr, İnsanların Liderliğini Almak ve Müslümanlara Saldırmak İçin Hazırlık Yapmakta
Suriye Ulusal Koalisyonu, 14.9.2013 Cumartesi günü İstanbul'daki 115 üyeden 97 üyenin katıldığı bir toplantıda, Dr. Ahmed Salih Tuma el-Hadr'ı, sürgündeki geçici hükümet başbakanı olarak seçti. Bu hükümetin öncelikli görevi, devrim savaşçıların kontrolü altındaki bölgelerde idari yapıyı devralmak olacaktır. Dr. Ahmed Tuma bu görevi üslenmek için tek adaydı. Tuma, İslami bir eylemci, eski bir vaiz ve 2005 yılında deklare edilen "Şam Bildirgesi" kurucularından biridir. Bu bildirge, Suriye'de "Aşamalı Barışçıl ve Güvenli Değişim" ve Suriye'yi Diktatörlükten Demokrasiye" geçişe çağırıyor. Selim İdris ve Ahmed el-Carba, Tuma'nın seçilmesi için çalıştı, öyle de oldu ve 75 oy aldı. Tuma, silahlı grupların kontrol ettiği bölgelerde idari yapıyı devralmak için 13 geçici hükümet bakanını seçmesi bekleniyor. Tuma, seçim sonrasındaki açıklamasında: "Hükümetin öncelikleri, kurtarılmış bölgelerde istikrarı sağlamak, yaşam koşullarını iyileştirmek ve güvenliğini sağlamak olacak" dedi ve "Suriye'nin Suriyelilere ait olacağını, katiller ve suçlulara Suriye'de bir yer olmayacağını" vurguladı. Tuma'nın bir yardımcısı da "Muhalefet, itibarını güçlendirmek için uluslararası baskı altında. Koalisyonun bir parlamento gibi çalışacağını, hükümetin de bir yürütme organı olarak görev yapacağını" bildirdi.
Şüphesiz Tuma hükümeti, bir zaman kaybıdır. Çünkü Amerika, Cenevre konferansında koalisyon ve mevcut rejim arasında yapılacak görüşmeler sonucu, bir geçiş hükümeti ortaya çıkarmak için koşulları yeniden düzenlemeyi amaçlıyor. Amerika eski bir ajan yerine, yeni bir ajan bulmak için uğraşıyor. Kimyasal silah ve askeri operasyon söylemlerinin ardından Amerika, kartları yeniden karmaya çalışıyor. Amerika'nın Tuma hükümetine biçtiği rol gereği, bu hükümet Suriye'de İslam için çalışanlara baskı yapacaktır. Bu yüzden Tuma hükümetinin bu rol dışında belirleyici bir pozisyon alması beklenmiyor. Hâlihazırda gidişat bu yönde. Suriye Ulusal Koalisyon üyesi Halid el-Hoca, "Geçici hükümet hızlı bir şekilde kendisini kanıtlamak zorunda, aksi takdirde koalisyon, daha radikal İslamcılar lehine zayıflama gösterir" açıklamasında bulundu.
Dolayısıyla böyle bir hükümetin kurulması, Amerika istemediği sürece meyvesini asla vermeyecektir. Amerika, Müslümanlara darbe vuracak bir hükümet arıyor. Amerika bu geçici hükümetin -Cenevre'de geçiş hükümeti kurulmadan ve Cenevre 2 çözüm aşamasına girilmeden önce- planına hizmet edeceğini görürse, o zaman bu planda ilerleyecektir. Bu konuda geçici hükümete, Amerika ve Batı taraftarı bölgesel ve uluslararası rejimler her türlü yardımı verecektir. Bu rejimlerin hepsi, bugün Suriye'de önde gelen İslami hareketlere bir operasyon yapılması yönünde ilerliyor. Suriye'deki Müslümanlar, tüm devletlerin komplolarıyla karşı karşıyalar. Bu devletler, o savunmasız Müslümanlardan sadece Aziz ve Hamid olan Allah'a iman ettikleri için intikam alıyorlar. Buradan hareketle Amerika, Cenevre konferansı için ortamı hazırlamaya uğraşıyor. O nedenle bir geçiş hükümeti çıkarana dek, geçici hükümetin başbakanlığına İslami hassasiyete sahip Tuma'yı seçmiştir.
Ey İslam'ın Kalbi Biladu'ş Şam Müslümanları! Batı ve onun bölgedeki kuklaları, size komplo kuruyorlar.  Suriye'de Allah'ın indirdiklerine dayalı bir yönetimin kurulmasından korkuyorlar. Mücrim Suriye rejiminin yönetimde kalmasını yeğliyorlar. Suriye'deki İslami uyanışa darbe indirmek ve İslam'ı temsil edenleri ortadan kaldırmak için ciddi uğraş veriyorlar. Suriye'deki İslami uyanış, bölgedeki sömürgecilik projelerine bir tehdit oluşturduğu için Batı'nın bir meşgalesi durumunda. Ayrıca bu İslami uyanış, Müslümanların beldelerindeki zorba rejimlerin sallanan koltuklarını yok edecektir. Suriye'deki Müslümanlar, tüm bu kimselerden ve kendi emelleri için kullandıkları cemaat ve şahsiyetlerden, onlara yardım eden, içyüzü şefkat, dış yüzü kötülükle dolu olan herkesten sakınmalıdır. Batı'ya ajanlıkları, ümmetine ve dinine ihanet etmek, Müslümanların yöneticilerinin bütün eylemlerinde aşikârdır. Hatta Müslümanların destekçisi iddiasındadırlar. Özellikle Körfez'deki yöneticiler, ümmetin sorunları karşısında aşağılayıcı tavır alanlar, Müslümanların davalarını parayla satın almaya çalışıyorlar. Devrimcilere silah temin etmelerine karşılık, demokratik devletin kabul edilmesini ve İslami devlet talebinden vazgeçmelerini şart koşuyorlar. Yaptıkları şey ne kötü!
Ey İslam'ın Kalbi Biladu'ş Şam Müslümanları! Batı'nın aleyhimizdeki komplosu, öyle bir noktaya ulaştı ki Müslümanların bunu anlamamak ve reddetmemek için hiçbir bahanesi olamaz. Başımızdaki yöneticiler ise bize en zararlı olanlardır. Para ve silahla yardım etmek isteseler, buna güçleri yeter ve bu musibetimizi önleyebilirlerdi. Ama yapmadılar, yapamadılar, çünkü büyükelçilik emirleri böyleydi.  Bu trajediden kurtuluşumuz, çıkışımız ancak Allah'ın bizlere farz kıldığı Hilafet Devleti'nin kurulması üzerinde görüş birliğine varmamızla mümkün. Şüphesiz Hilafet Devleti, Batı'nın neden olduğu trajediden kurtulmamızın yegâne metodudur. İşte Hizb-ut Tahrir, tüm Müslümanları, özellikle Suriye Müslümanlarını kendisiyle birlikte Râşidi Hilafet Devleti kurmak için çalışmaya çağırıyor. Artık Hilafet Devleti'nin varlığı Müslümanlar için hayati bir zorunluluk haline gelmesinin ötesinde şeri bir farzdır. Allah'u Teâlâ şöyle buyurdu:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا مَنْ يَرْتَدَّ مِنْكُمْ عَنْ دِينِهِ فَسَوْفَ يَأْتِي اللَّهُ بِقَوْمٍ يُحِبُّهُمْ وَيُحِبُّونَهُ أَذِلَّةٍ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ أَعِزَّةٍ عَلَى الْكَافِرِينَ يُجَاهِدُونَ فِي سَبِيلِ اللَّهِ وَلَا يَخَافُونَ لَوْمَةَ لَائِمٍ ذَلِكَ فَضْلُ اللَّهِ يُؤْتِيهِ مَنْ يَشَاءُ وَاللَّهُ وَاسِعٌ عَلِيمٌ إِنَّمَا وَلِيُّكُمُ اللَّهُ وَرَسُولُهُ وَالَّذِينَ آمَنُوا الَّذِينَ يُقِيمُونَ الصَّلَاةَ وَيُؤْتُونَ الزَّكَاةَ وَهُمْ رَاكِعُونَ وَمَنْ يَتَوَلَّ اللَّهَ وَرَسُولَهُ وَالَّذِينَ آمَنُوا فَإِنَّ حِزْبَ اللَّهِ هُمُ الْغَالِبُونَ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا لَا تَتَّخِذُوا الَّذِينَ اتَّخَذُوا دِينَكُمْ هُزُوًا وَلَعِبًا مِنَ الَّذِينَ أُوتُوا الْكِتَابَ مِنْ قَبْلِكُمْ وَالْكُفَّارَ أَوْلِيَاءَ وَاتَّقُوا اللَّهَ إِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِنِينَ  "Ey iman edenler! Sizden kim dininden dönerse, Allah onların yerine öyle bir kavim getirir ki, Allah onları sever, onlar da Allah severler. Onlar Müminlere karşı alçak gönüllü, kâfirlere karşı güçlü ve onurludurlar. Allah yolunda cihad ederler. Hiçbir kınayıcının kınamasından da korkmazlar. İşte bu, Allahn bir lütfudur. Onu dilediğine verir. Allah, lütfu geniş olandır, hakkıyla bilendir. Sizin dostunuz ancak Allah'tır, Rasûlü'dür ve Allah'ın emirlerine boyun eğerek namazı kılan, zekâtı veren Müminlerdir. Kim Allah'ı, O‘nun Rasûlü'nü ve inananları dost edinirse, bilsin ki şüphesiz Allah taraftarları galiplerin ta kendileridir. Kim Allah'ı, O‘nun Rasûlü'nü ve iman edenleri dost edinirse, bilsin ki şüphesiz Allah'ın hizbi galiplerin ta kendileridir. Ey iman edenler! Sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi alaya alıp oyuncak edinenleri ve kâfirleri dost edinmeyin. Eğer Müminler iseniz Allah'a karşı gelmekten sakının." [Maide 54-57]

   
Hizb-ut Tahrir
Suriye Vilâyeti

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder