25 Eylül 2013 Çarşamba

ÜMMETİN ORDUSU NATO, ÜMMETİN FEDAİSİ OBAMA

ÜMMETİN ORDUSU NATO, ÜMMETİN FEDAİSİ OBAMA
 Bu Suriye halkı da gerçekten enteresan. Hilafet istiyorlar. Düşünmemişler mi şimdiye kadar hilafetin İslam ideolojisini hayata tatbik eden bir sistem olduğunu. Fedaimiz bu fikirlerden hiç hoşlanmaz ki. Sonra " Amaçları bizi vurmak" diye açıklama yapıyorlar. Vururlar tabi, sen onların istediği gibi hareket etmezsen ayakta durmana izin verirler mi hiç? Bir kere sen Reis Obama'nın, Avrupalı mevkidaşlarının, kurtarıcı ordu NATO'nun ve İslam dinini benimsemiş halkların mevcut demokrasi bekçisi başkanlarının lügatinde terörist olarak tanımlanıyorsun... Bu lügate göre nedir terörist? Kâfirlere zulmetme hakkı tanımayan, kanının son damlasına kadar Allah rızası için savaşan, insanların iffetini, canını, malını koruyan ve bu amaç uğrunda yaşayıp ölen her türlü canlıya terörist denir. Evet, siz Mücahidler teröristsiniz, çünkü Hilafeti yeniden ikâme etmek istiyorsunuz. Evet, siz Mücahidler teröristsiniz, çünkü yeniden İslami yaşam tarzını getirmek istiyorsunuz. Evet, sizler teröristsiniz çünkü Allah için ama yalnızca Allah için zalim sultanın karşısında hakkı haykırıyor ve zalimin zulmünü ellerinizle düzeltiyorsunuz. Yoksa sandığınız gibi teröristlik işgal etmek, tecavüz etmek, haksız yere can almak, bir yerin zenginliklerine el koymak, canlısıyla cansızıyla son damlasına kadar sömürmek, sonrada yerine hizmetçi birilerini bırakıp çekip gitmek değildir. Hele Müslümanlar için Müslümanları katletmek asla değildir.
Ha, şunları da eklemem gerek, tamam belki yaptığınız şeyler Kur'an'a ve sünnete uygun ve hatta emirlerin uygulanışı olabilir. Ama unutmamanız gerekir ki bizim "Muhammed" ismini duyunca sümüklerini püskürterek ağlayan âlimlerimiz "O peygamberdi, biz onun gibi olamayız, onlar sahabeydi biz onlar gibi olamayız" diyorlar, siz onlardan daha mı iyi biliyorsunuz? Hatta onlara "Peygamber de sizin için açık bir örneklik vardır " ayeti hatırlatıldığında kızarlar, "evet ama şimdi biz bunları söylersek tutuklanırız ya da öldürülürüz" derler. Zaman farklı diyenlerde var, onlara "Kur'an ve sünnet tüm mekân ve zamanlara hitab etmez mi?" dendiğinde yine kızarlar, "evet ama önce güç sahibi olmamız gerekir" derler. Peygambere vaat edilen hükümdarlıktan, maldan, mülkten ve onları nasıl elinin tersiyle reddedip davasında sadık kaldığından bahsedildiğinde alimlerimiz "o başka zaman bu başka zaman, konjonktür farklı" derler. Siz onlardan daha mı iyi biliyorsunuz?
Ama İslam'ın bana verdiği fikirle ben yine de yardımı küfür devletlerinden değil de Allah'tan bekliyorum. Baş fedaimiz Obama ve mevkidaşlarına ve NATO'ya ve diğer hiçbir şeye dua etmiyorum, sadece size dua ediyorum kardeşlerim. Allah'ın nusreti yakındır. Görüyoruz ki âlimlerimiz kollarından ve bacaklarından bilhassa dillerinden ve yüreklerinden ipliklerle bağlanmışlar, iradesiz bir şekilde oradan oraya savrulup duruyorlar. Biliyorum sizin de zorunuza giden onların sürüklenmesi değil onlara inanan Müslümanların sürüklenmesi ama Allah akıl vermiş kardeşlerim. Allah bizlerin ayaklarını razı olacağı yolda sabit kılsın. Bizler de burada sizleri ve davanızı haykırmaya devam edeceğiz, çünkü burada ki Müslümanlar sizi terörist sanıyorlar. Kızmayın onlara, kalkanları yok onların, kim ne tarafa doğru tokat atsa gözleri sadece orayı görüyor.
Şimdi ben siz Müslüman kardeşlerime dünyayı değiştirecek bir çağrı yapsam; "Ey bir zamanlar dünyaya hükmeden ümmetin torunları. Ey adalet deyince isimleri bir bir sayılan liderlerin torunları. Ey bir kadının çağrısı üzerine ordusunu harekete geçiren halifenin torunları. Gelin kendi ideolojimizi tatbik edelim, onunla hükmedelim, onunla savaşalım, onunla yaşayalım, onunla ölelim. Resul'ün bahsettiği kalkanımızı tekrar dikelim. Kılıcımızı tekrar çekelim. Bize ne başka dinlerden ne de başka ideolojilerden fayda yok. Kalkınmamız için hilafetten başka çare yok. Zaten kokuşmuş beşeri ideolojilere de ihtiyacımız yok. Vazgeçin, bu sistemlerin bir yerinden kesip bir yerinden uzatarak, bir maddelerini düzeltip iki maddemizden taviz vererek ümmeti kurtaramazsınız." desem yine bana "zaman farklı, mekan farklı, konjonktür farklı, hem de o peygamberdi, onlar sahabeydi..." gibi konjonktüre uygun ve mantıklı!? cevaplar vereceksinizdir muhtemelen. Kusura bakmayın, hasretiyle yandığım özgürlük ateşi söylettiriyor bütün bunları bana. İmkânsızdan bahsediyorum biliyorum. 1300 yıl dünyada söz sahibi olmuş, zalimlere dur demiş, 100 yıl önce yıkılmış bir sistemden bahsediyorum farkında olmadan. 300 yıldır tatbik edilen ve masumları katledebilecek kadar güç sahibi olmuş, hem de bizlerin bekçiliğini yapan kapitalist sistem dururken hilafet de neyin nesidir. Hem de bizi hiç yormadan hiç uğraştırmadan işleyişine devam ediyorken. Sadece ölüyorsun. Mesela yüz bin kişi ölüyor, dünya rahatına bakıyor. Fakat kimyasal bombayla bin kişi ölürse tüm dünya seni savunmak için ayaklanıyor. Sonra da ortalık duruluyor ve sen akın akın özlemini duyduğun mezara gitmeye devam ediyorsun.
Ey İslam ümmeti! Tamam, çok seviyorsun mezarı, git gitmesine de bari dirilerek git.
http://www.kokludegisim.net/index.php?kd=makaleoku&id=317

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder