31 Ekim 2013 Perşembe

(21) Huseyin Sasmaz

(21) Huseyin Sasmaz
Allah yolunda cihad edenlere Allah'ın mukarrer va'di Kur'an-ı
Mübin'in birçok yerlerinde defalarca tekrar edilmiş ve üzerinde etraflıca durulmuştur. Bu, herkesçe malûm olan şeydir. Kur'an-ı Kerîm, Allah yolunda cihadın, Rabbani nizamın tabiatında yer almış
önemli bir unsur olduğunu şüpheye mahal bırakmayacak şekilde
açıkça beyan etmiştir.

Çünkü Kurana göre cihad; yalnız zaman ve
mekâna değil, bizzat beşer realitesine cevap vermek için yegâne baş
vurulması gereken yoldur.

Madem ki cahiliyyet sadece nazariye halinde ortaya çıkmıyor, aksiyon halinde belirip kendisini maddî kuvvetlerle savunuyor, İslâm'ın âlemşümul vahdaniyet fermanım yaymasının önüne dikiliyor, bu fermana kulak vermek isteyenlere engel
oluyor, İslâm'ın yeryüzünde kulları kullara kulluktan kurtarma icraatına mani oluyor, öyleyse ona sadece nazariyeler ile cevab vermek mânâsız olur. Bu âlemşümul fermana engel olduğu gibi, kullara kul
olmayıp, kulların yaradanına kul olmayı hedef edinen, putperestlikten kurtulup gerçek hürriyetine ulaşan İslâm cemiyetine katılacak
azalara da engel olan cahiliyyetin karşısına mücerred nazariyeler ile
çıkmak olamaz!..
İşte bunun için İslâm, insanın hürriyet fermanı olan bildirisini
bütün cihana yaymak yolunda kati harekete geçmiştir. Yaygın haldeki cahiliyet cemiyetlerini koruyan maddî güçlere karşı ise, maddî kuvveti ile mücadeleye girişmek zorundadır. Evet, kendi mantığı
icabı olarak kulların kullara kulluğunun devamını sağlamak ve âlemşümul Islâmî diriliş hareketini bastırmak için faaliyet gösteren sistemlere maddi güçlerle karşı koymak mecburiyetindedir.
Tevrat ve İncil'de Allah'ın mücahidlere vadettiği şeylere gelince, bu noktanın bir nebze açıklanması gerekiyor...
Bugün gerek Yahudilerin elindeki T e v r a t 'm, gerekse Hıristiyanların semavi kitap kabul ettikleri İncil 'in, Allah'ın elçisi
Musa ve İsa (A.S.) ya nazil olan kitaplar olduğunu söylemek mümkün değildir. Hatta Yahudiler ve Hıristiyanlar bile bu iki
kitabın asıl nüshalarının elde bulunmadığı hususunda münakaşaya
girmemektedirler. Her iki kitabın da asıl nüshalarının ortadan kaybulmasından uzun bir müddet sonra, başkaları tarafından kaleme
alındığını kabul etmektedirler. Elde bulunan nüshaların, sadece orijinal nüshadan hatırlarda kalan bölümler olduğunu tartışmasız kabullenmektedirler. Nitekim bu parçalar da, asıl nüshanın çok az bir
kısmını teşkil etmektedirler. Çoğunluğu ise başkaları tarafından kaleme alınmıştır.
Buna rağmen Ahdi Kadim adı verilen kitaplar mecmuasında cihad mevzuunda pek çok işaretler varıdr. Yahudileri, düşmanları olan
putperestlere karşı savaşa teşvik eden, kendi tanrılarını ve onun dinini galip getirmek için çarpışmaya çağıran bölümler yer almaktadır.
Şu kadar var ki meydana getirdikleri tahrifler hem onların Allah
mefkuresini, hem de Allah yolunda cihad anlayışlarını değiştirmiştir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder