Bir kısmı ise Allah'ın varlığını kabul etmekte, hattâ buyruk ve
emirlerinin sadece ibadete müteallik kısmını ifa ederek Lâilâheillallah dâvasından büsbütün saptırıcı düşüncelere bağlanmaktadırlar.
Her türlü yaşayışlarında Allah'ın buyruklarına aykırı hareket ettikleri ve Allah nizamının dışında nizamları benimsedikleri halde bir
takım ibadetleri yerine getirerek dindar olduklarını sanmaktadırlar.
Bunların en büyük mümessilleri de kendilerine müslüman adını verdikleri halde cahiliyet hayatı yaşayan sadece kelimei şehadeti getirmekle dine girdiklerini kabul edip kelimei şehadetin gereklerini yerine getirmeksizin Allah'ın dininden ve nizamından başka nizam tanıyanlardır...
Aslında bu da bir öncekiler gibi cahiliyettir, şirktir...
Beşeriyetin bu günkü durumunu böyle açık bir perspektif ile
görmek; bütünüyle insanlığın korkunç bir cahiliyet uçurumuna doğru yuvarlandığını ve iğrenç bir gericiliğin içine doğru saplandığını
söylemek için yeter.
Halbuki Allah'ın gönderdiği dinlerde temessül
eden islâm bir çok kere insanları bu bataklıktan kurtarmış ve en son
olarak hatemülenbiya Hz. Muhammed Mustafa (S.A.)
tarafından kurtarılmıştır. Bu anlayış; günümüzdeki islimi doğuş hareketinin önemli fonksiyonlarını belirleyeceği gibi insanlığı kurtarma hareketinde hangi noktadan harekete başlanacağım belirlemek ve kesin adımı atmanın anını tesbit etmek bakımından son derece ehemmiyeti haizdir.
Yeniden başlayacak olan islâm hareketi tıpkı ilk defa olduğu gibi önce insanları yeniden islâma çağırmalıdır. İçine düştüğü bataklıktan kurtarmalıdır. Ve açıkça insanlara islâmın esaslarını açıklamalıdır, önce Allah'ın birliğine inanmaları gerektiğini, sonra yalnız
ve yalnız Allah'a ibadet ederek bütün hayat hadiselerinde Allah'ın
hükmünden başka hüküm tanımamalarını bildirmelidir.
cilt-8-say-302-Fizilal kuran
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder