BU DURUMDA İSLÂM BİZDEN NE YAPMAMIZI İSTİYOR?-a- İslâm'ı Tekrar Hayata Hakim Kılmak İçin Çalışmanın Farziyeti:-
Bu fikirler, eğer ihanet mahsulü değilse ancak gaflet ve cehalet mahsulüdürler. Kesinlikle İslâm’i bir zihniyete ait değildirler. Müsteşrik kâfirlerin takriben bir asır önce ekmiş olduğu tohumlarla ümmetin bağrında biten ayrık otlarıdır. Bunu böyle bilip böyle değerlendirmek gerekir. İslâm şeriatına dayanmayan her fikrin merdud olduğu bilinip sahiplerinin suratına fırlatılmalıdır. Ümmetin, özellikle de İslâm'a tekrar yönelmiş durumda olan genç neslin akıllarını, zihinlerini İslâm kisvesine büründürülmeye çalışılan böylesi fasit ve merdud fikirler ile kirletmeye kimsenin hakkı yoktur. İslâm’i zihniyete sahip olmayan insanlar, birtakım İslâm’i malumata sahip olsalar da küfrün taşeronu olmaktan kurtulamazlar. Bu fikirlerin sahiplerine, kendilerine gelip, mevcut maslahatçı veya şartlara ve koşullara teslimiyetçi İslâm esaslarına dayanmayan düşünce yapılarını top yekûn çöpe atıp, İslâm’i düşünce sistemini ve zihniyetini korumak için çalışmalarını ve Allahu Teala'dan hakkıyla korkmalarını tavsiye ediyoruz.
Bir hâlife için Müslümanların boynunda biat bulunmadan, yarım yüzyıldan fazla zaman geçti. Bu süreyi bütün olarak yaşayanlar ve bu günlerde yaşayanlar eğer hilâfeti iade etmek için çalışmazlarsa, günahkâr olurlar.
Çünkü üç günden fazla bir hâlife bulunmadan Müslümanların öylece kalmaları caiz değildir. Öyleyse, biatı hak etmiş olan bir hâlife bulunmadan böyle kalmalarını Müslümanlar nasıl kabul edebilirler? Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem vefat edince, Sahabeler (Allah onlardan razı olsun) Ben-i Saide Sakifesinde Müslümanların biat edeceği bir halifeyi seçmekle meşgul olarak üç gün geçirdiler ve Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem'in ailesi de bir halifenin nasbedilmesini üç gün bekleyerek, Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vesellem'in tahir cesedi yanında kalmışlardı.
Sahabeler veya Rasulullah'ın ailesi o tahir cesedi bir saat içinde gömmeye muktedir idiler. Hatta bir cenazeyi toprağa acele olarak vermek farz olmasına rağmen bunu yapmadılar. O halde bir halifeyi nasbetmekle meşgul olmak bu farzdan daha evla idi.
Bundan dolayı, sahabelerin icmaı ile bir hâlife nasbetmeğe çalışmanın farz olduğu ve farzların da evlası olduğu anlaşılır.
Şu halde bütün Müslümanların, bütün güçlerini bu yönde harcamaları üzerlerine yükümlülüktür. Aksi taktirde Allahu Teala'nın hesabı şiddetli olur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder