Şüphesiz bu Kur'an'ın zevkini ancak böyle bir savaşa katılan
kimseler bilirler. Bu sûrenin indiği sıradaki şartlar gibi şartlarla karşılaşanlar tadabilirler.
Oturdukları yerden bu Kur'an'ın mâna ve mefhumlarını araştırmaya kalkışanlar, Kur'an üzerinde edebî ve felsefi araştırmalar yapmaya çalışanlar bu soğuk ve sessiz oturuşlariyle hiç bir şey elde edemezler.
Savaş ruh ve azminden yoksun olarak yapılacak araştırma onlara bir şey kazandırmaz...
Şurası muhakkaktır ki, bu Kur'an'ın gerçeklerini oturup duranlar hiç bir zaman anlayamaz ve Kur'an onlara sırlarını dökmez.
Allah'tan başkasına kulluk ederek, Allah'ın dışında putlara boyun eğerek huzur, rahat ve emniyet arayanlar asla ve kata bu Kur'an'ın sırlarından haberdâr olamazlar...
"Rabbinden açık bir delile mezhar olan, ardınca da Rabbi tarafından bir şahit gelen, ondan önce de M û s â 'nın rehber ve rahmet
kitabı kendisini tasdik eden kimse başkaları gibi imdir? İşte onlar
inanırlar Kur'an'a. Herhangi bir güruh onu inkâr ederse onun vaadedîlen yeri ateştir. Sen de şüphe içinde olma bundan. Doğrusu o,
Rabbin tarafından gelen bir gerçektir. Ama insanların bîr çoğu inanmazlar.
cilt-8-say-133
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder