30 Kasım 2013 Cumartesi

"Bırak onları, yesinler, eğlensinler, emel oyalayadursun onları. Sonra öğreneceklerdir."

"Bırak onları, yesinler, eğlensinler,
emel oyalayadursun onları. Sonra öğreneceklerdir."
Bırak onları, kaldıkları gibi kalsınlar hayvani hayatları içinde,
eğlensinler ve yesinler. Düşünmez onlar, kavramazlar ve anlamazlar. Bırak bu badirede dönüp dursunlar. Emeller oyalar onları, arzular ve kaprisler mağrur eder. ömür geçer, fırsatlar kaçar gider.
Bırak onları, bırak, bu yok olup gitmişlerle kendini meşgul etme.
Zaten onlar gurur ve emel bataklığında kaybolup gitmişlerdir. Arzu
Ve istekler onları aldatır ve uğraştınr. ömürlerinin uzun olduğunu
zannettirir onlara. İstediklerini elde edeceklerini sanırlar. Hiç bir
engelin bu isteklerini geri çevirmeyeceğini tahmin ederler. Peşlerinden kendilerini kontrol eden birisinin bulunduğunu akıllarına getirmezler, onu hiç hesap etmezler. En sonunda istediklerini elde edip
kurtulacaklarını sanırlar.
İnsanı oyalayan emel tablosu gerçekten canlı ve hareketli bir
tablodur. İnsan her zaman parlak emeller peşinde koşar. Kendisini
amellerin seline kaptırarak dalar gider. Ve bir an gelir ki emniyet
hududunu aşar ve Allah'ı unutur, kaderi hatırından çıkarır, eceli
düşünmez. Bir takım sorumluluklarının bulunduğunu, mahzurlu
şeylerin mevcut olduğunu hatırına dahi getirmez. Hattâ zaman olur
ki Allah'ın varlığını ve kudretini bile unutur, bir an gelip ölümün
pençesine düşeceğini ve ölümden sonra dirilrp hesaba çekileceğini kabul etmez.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder