müdahelesi ancak ve ancak peygamberlerin kavimlerinden kat'i alâka etmelerinden sonra vuku bulmaktadır.
Müslümanlar Allah'ın
kurtarmasından sonra tekrar kavimlerinin dinine dönmekten vaz
geçtikleri zaman cereyan etmektedir, özel kumanda ve özel tabyasiyle müslüman cemiyetin içinden çıktığı toplumdan ayrılmasını müteâkıben bu müdahele cereyan etmektedir. Müslümanlar kendi milletlerinden akide esasları üzerine ayrılarak tek bir kavmin iki ümmet
hâline gelmesi ile mümkün olmaktadır. Evet inançları ayrı, sistemleri ayrı, bağlandıkları kumanda mevkileri ayrı ve liderleri ayrı iki
toplum hâline geldikten sonra... İste bundan sonra ancak kat'i darbesini indirmek, mü'minleri tehdit eden putları ve putçuları mahvetmek üzere o büyük kuvvet işe girişir. Duruma müdahele eder.
Mü'minleri yerleştirmek ve Allah'ın gerek peygamberlerine, gerekse
inananlara olan vaadini tahakkuk ettirmek için el kor...
Ama müsmanlar kesin olarak akide esaslarına göre birleşerek kavimlerinden ayrılmadıkları müddetçe cahiliyet toplumunun cıvıklıklarından kendilerini kurtarmadıkları müddetçe, onların içinde ve onların teşkilatı dahilinde çalışmayı bırakıp apayrı ve müstakil bir islâm birliği, topluluğu meydana getirmedikleri müddetçe asla ve kata bu büyük kuvvet işe girişmez ve duruma müdahele etmez...
Muhakkak ve muhakkak biz azamet sahibi olarak o tehdit savuranları ve zorbaları helak edeceğiz. Hem kendilerine, hem peygamberlere
hem de bütün insanlığa zulmeden o müşrikleri helak edeceğiz. Bir
kere şirk koşarak kendilerine zulmetmektedirler onlar.
"Onlardan sonra da yeryüzüne sizi yerleştireceği"
Hic bir şey başıboş yürümüyor, tesadüflerin eline terkedilmiş
değil Adil bîr kanunu câridir:
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder