imandır ona bu cesareti veren... Güven ve itminandır Allah'ına... Allahın vaadine güvenip yardımına mutmain olmaktır bu cesareti temin eden... İmanın girdiği bir kalbe Allah vaadini ve yardımını bildirdiği zaman bir daha korku nedir, şüphe nedir bilmez o kişi... Çünkü her iki elinin avuçladığı ve iki yeninde yeretmiş olan kalbinin doldurduğu şeydir bu vaat... Bilinmez günlere bırakılmış gelecekle ilgili bir vaat değildir... Hem o anda gelecektir. İnanan insan onu gözüyle görür, eliyle dokunur.
"Dedi kî" doğrusu ben Allah'ı şahit tutuyorum, sîz de şahit olun
ki, sizin Allah'tan başka şirk koştuğunuz şeylerden uzağım.'*...
Sizin Allah'tan başka şirk koştuğunuz şeylerden uzak olduğuma
Allah'ı şahit tutuyorum ben. Onlardan uzak olduğuma siz de şahit
olun ki, benim için bir hüccet, bir delil bulunsun elinizde. Ben açıktan açığa ilân ediyorum sizin Allah'tan başka tapındığınız şeylerden
uzak olduğumu. Sonra sız ve beni çarptığını iddia ettiğiniz tanrılarınız toplanın, toplanın da tuzak kurun bana birlikte... Fırsat vermeyin, müsaade etmeyin toparlanmama... Umursamıyorum sizi. Korkmuyorum hiç birinizden...
"Ben sadece benim de sîzin de Rabbimz olan Allah'a dayanıp güvendim."...
Siz ne kadar inkâr etseniz ve yalanlasanız Allah'ın sizin de benim de Rabbim olduğu bir gerçektir. Sizin ve benim Rabbim gerçekte yalnız ve yalnız Allahüteâlâdır. Çünkü O tek başına bütün varlıkların Rabbidir...
"Yürüyen hiç bir canlı yoktur ki O. alnından tutmasın."...
Bu ifade aslında kuvvet ve kudreti tasvir etmektedir. Yeryüzünde yürüyen bütün canlıları ve dolayısıyle insanları da alnından yakalayan kuvveti ve kudreti canlı olarak gözler önüne sermektedir.
Alın, yüzün en üst noktasıdır. Allah'ın gücü, kudreti ve hakimiyeti de çehrenin en üst noktasından tutuşu gibi yüce ve şiddetlidir, Bu bakımda da onların hâline uygun düşmektedir. Bünyelerinin salabetine, duygularının basitliğine ve şiddetlerinin fazlalığına işarettir. Bunun yanısıra da Allah'ın değişmez kanunlarının tuttuğu istikametin
katiyetinin alâmetidir.
"Elbette doğru yoldadır benim Rabbim."...
Bu kesin ifadede ve katiyet belirten kelimelerde bile bu meydan
okuyuştaki sırrı ve Hz. H û d 'un üstünlüğündeki mânayı kavrayabiliyoruz. Bu ifadeler Allah elçisi H û d (A.S.) un Rabbine karşı
ne kadar güvendiğini ve içinde bu güveni nasıl hissettiğini göstermektedir. Bir kere o bu gerçeği apaçık olarak görüyor. Şüphesiz ki, kendisinin ve bütün yaratıkların Rabbi olan Allah sonsuz güç ve
kuvvete sahiptir: «Yürüyen hiç bir canlı yoktur ki O, alnından tutmasın."... Şu kavminin dehşet saçan insanları da nihayet bu kuvvet
sahibi tanrının alnından tuttuğu canlılardan biridir. Neden korkacak
öyleyse onlardan Onlar kendisinin üzerine yürüdükleri zaman Rabbinin izni olmaksızın yuruyemiyeceklerine göre korkunun ne manası var'. Niçin kalsın öyleyse onların arasında daha. Yolları onların
yollarından ayrılmış değil mi?...
Bir dava adamı bu gerçeği ruhunda iyice hissederse biç bir meselenin akıbeti ile ilgili kuşku kalmaz içinde. Kendi yolunda yürürken
asla tereddüt etmez.
Her zaman gerçekten ve samimi olarak inanmış olan mu'mirilerin kalbinde tecelli eden Ulûhİyet gerçeğidir bu...
cilt-8-say-209-210-


Hiç yorum yok:
Yorum Gönder