24 — Meğer ki Allah dilemiş ola. Unuttuğun zaman da Rabhini an ve şöyle de: "Umulur ki Rabbim doğruya daha yakın olana eriştirir."
Şurası muhakkak ki her hareket ve her kıpırdanış, hattâ insana canlılık veren her nefes Allah'ın iradesine bağlıdır. Gayb perdesi ise insanoğlunun gözüne örtülüdür. Ve insan şu andan ötesini asla bilemez. Göz kapalı perdelerin gerisine ulaşamaz. İnsanın aklı ne kadar üstün olursa olsun kısadır ve eksiktir. Bunun için hiç kimse "yarın şöyle yaparım" demesin.
Çünkü yarın Allah'ın gaybıdır.
Ve Allah'ın gaybı önündeki perdeler sonuna kadar kapalıdır.
Yalnız bu demek değildir ki insan otursun geleceğini hiç düşünmesin, istikbalde ne yapacağını plânlamasın ve ancak gününü gün etsin ve saniyesini saniyesi içerisinde düşünsün.
Geçmişiyle halihazırdaki hayatı arasında bir bağlantı kurup karşılaştırma yapmasın
Asla... Bu demek değildir... Sadece bilinmez âlemi hesaba katıp onu yürüten meşiyeti ilahiyeyi göz önünde bulundurarak yapmak istediğini yapmalı ve yapacağı zaman Allah'ın iradesinden yardım istemelidir. Ve her zaman Allah'ın kudret elinin kendi elinin üstünde olduğunu, Hakteâlâ'nın kendi düşündüğünden başka bir düşündüğünün bulanmasını uzak saymayıp şayet Allah dilerse yapmak istediğini yapabileceğini plânlamalıdır. Ancak Allah'ın isteği onun düşündüğünün dışında olacak olursa üzülmemeli, ümitsizlenmemelidir.
Zira başta ve sonda herşey Allah'ın elindedir...
öyle ise insanoğlu düşünsün ve tedbirlerini alsın ama aynı zamanda bilsin ki düşüncesi ancak Allah'ın yardımıyla gerçekleşebilir. Ve tevfik-i ilâhî olmadan hiç bir şeyi yapamayacağını kabul etsin. Yalnız ve yalnız Allah'ın müsaade ettiği düşünce ve işleri yapabileceğini anlasın. Bu anlayış hiç bir zaman için insanı tenbelliğe ve gevşekliğe sevketmez. Zayıf düşüp hayattan vazgeçmeye teşvik etmez. Bilakis kendisine güven verir, güç kazandırır, azim verir, huzurlu çalışma imkânı sağlar.
Zira yarın ne olacağı insan tarafında,
bilinmemektedir. Hadisenin cereyanı ile meçhulün üzerindeki perde kalkmaktadır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder