Huseyin Sasmaz
Şu halde mesele sadece itikadı sahadaki bozuklukla bitmiyor.
Bunun yanısıra bütünüyle hayatın bozulmasına sebep oluyor. Kilise
ve onun dogmatizmi ile ilim ve akıl arasında cereyan eden bütün çatışmalar ve düşmanlıklar, neticede toplumun kilisenin baskısından
kurtulmasiyle son bulmuştur. Ve böylece de dinin baskısından kurtulmakla neticelenmiştir. Ve işte ortaya çıkan bu günkü durum tamamen o zincirin ilk halkasından doğmuştur. Yani Allah ile kul arasındaki münasebetlerin yanlış bir düşünce halkasına girmesinden. Ve
bununla birlikte bir kuyruk halinde beşeriyetin başına gelen bunca
eziyetler, acılar ve ıstıraplar da hep o yanlış anlayışın neticesi ortaya çıkmıştır. Beşeriyet bunun acısını materyalist akımların ve daha bilmem ne türlü belâ ve rezilliklerin elinde inim inim inleyerek
çekmektedir.
İşte bundan dolayıdır ki, İslâm inanç sistemi bu noktayı butun
çıplaklığiyle açıklamış, hiç bir karışıldığa ve müphemliğe imkân bırakmamak için dikkatle üzerinde durmuştur. Mesele gayet açıktır...
Allah, ezeli ve ebedî yaratıcıdır. Hiç bir yardımcıya veya evlada ihtiyacı yoktur. O'nunla diğer insanlar arasındaki münasebet tamamen
yaratıcı ile yaratılmış arasındaki münasebettir ve bunun istisnası yok"
tur. Gerek kâinatın, gerekse canlıların ve canlı hayatın değişmez ve
durmaz kanunları vardır. Kim bu kanunlara uyarsa başarıya ulaşır
ve kurtulur Kim de bu kanunlara ters düşerse yolunu yitirir ve kaybeder. Bu konuda bütün insanlar eşittir. Ve bütün insanların varacağı
yer Allah'ın nezdidir. O nun yanında ortaklar ve aracılar yoktur. Her-"
kes kıyamet günü teker teker O'nun yanına varacaktır, işlediğinin
karşılığını alacaktır. Ve Rabbın hiç kimseye asla zulmetmez...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder