9 Ocak 2014 Perşembe

Kitapta Meryem'i de an. Hani o, ailesinden ayrılarak doğu yönünde bir yere çekilmişti.

16 — Kitapta Meryem'i de an. Hani o, ailesinden ayrılarak doğu yönünde bir yere çekilmişti.
17 — Onlardan gizlenmek için de bir perde germişti. Derken biz de ona ruhumuzu göndermiştik te, Tam bîr insan olarak görünmüştü.    
18 — "Eğer Allah'tan sakınan birisi .isen, Rahmana sığınırım senden" dedi.
19 — O da: "Ben Rabbînin sana tertemiz bir oğul vermek için gönderdiği bir elçiden başka bir şey değilim." dedi
20 — Meryem: "Benim nasıl bir oğlum olabilir ki, bir insanla temas etmemişken ve ben kötü bîr kadın da değilken?
21 — Bu böyledir, zira Rabbim: "Bu bana kolaydır, onu insanlar için bir mucize ve katımızdan bir rahmet kılacağız." Buyuruyor dedi. Ve iş olup bitti.
Birinci sahne şöyle: Genç bir bakire tertemiz, daha ana karnında iken mabed hizmetine adanmış. Onun temizliği ve iffetinden başka bir şeyini bilen yok. öyle ki hayasından ötürü İsrail mabedinin
büyüklerinden ve en temizlerinden olan H a r u n 'a nispet edilmiş. Ailesinden de eskiden beri İyilik ve güzellikten başka bir şey
bilinmemiş.
İşte şimdi o temiz bakire yakınlarından kaçıp gözden uzak bulunmayı gerektiren bir durumdan ötürü kendi kendisiyle yalnız basına kalıyor. Gözlerden uzak bulunmayı gerektiren bu durumu âyeti kerime belirtmiyor. Belki de bu tamamen o genç kızın kendisine has olan özel bir şeyidir de onun için açıklamamak tadır.
İşte o; bu yalnızlıkta ve bu tek başına kalmış olmanın verdiği huzur içinde iken bir de bakıyoruz ki aniden çok dehşetengiz bir olayla karşılaşıyor. Bir adam karşısında, mükemmel ve herseyi yerinde birisi:
"Derken Biz de ona ruhumuzu göndermiştik de tam bir insan olarak görünmüştü." Ve işte o temiz bakire yalnız başına aniden
bir yabancı kişiyle karşılaşan bir genç kızlık hayasıyle kendinden geçiyor, silkiniyor ve Allah'a sığınarak yardımını diliyor. Karşısındaki adamın ruhundaki Allah korkusunu harekete geçirerek duygulandırmak istiyor. Bu yapayalnız yerde Allah'dan korkup kendisine birşey yapmamasını istiyor.
"Eğer Allah'tan sakınan birisi isen Rahman'a sığınırım senden dedi." Allah'tan korkan birisinin vicdanı, daha Rahman kelimesini  duyar duymaz harekete geçer ve şehvet saikinden, şeytanın aldatmasından kaçınır.
Bu noktada görünen hayal o iyi terbiyeli, temiz ve pak bakireye kendisini belli ediyor ve işte böylece ondaki ilk sarsıntı başlıyor. O pâk bakire temiz bir ortamda dünyaya gelmiş daha anasının karnında iken Allah için adanmış ve Zekeriya peygamber tarafından da yetiştirilmişti:
"O da: "Ben Rabbinin sana tertemiz bir oğul vermek için gönderdiği bir elçiden başka bir şey değilim." dedi."
Karşılaştığı hal onun utancını ve dehşetini daha da artırıyor. Şu anda henüz Allah tarafından gönderilmiş bir elçi olduğuna güvenmediği bu düpedüz adam yalancı birisi de olabilir. Temizliğini gidermek için bile de yapabilir. Ama o hayal kişi bu mahcup bakirenin kulağını tırmalayan gerçeği açıkça söylüyor. Bu yalnız yerde kendisine temiz bir oğul vermek istediğini belirtiyor. Ve işte ikinci büyük
sarsıntı daha.
Sonra namusu tehdit altında olan bir dişi kahramanlığına bürünüyor ve açıkça soruyor: Nasıl?...
Meryem : "Benim nasıl bir oğlum olabilir ki, bir insanla temas etmemişken ve ben kötü bir kadın da değilken."





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder