24 Ocak 2014 Cuma

O küfredenler bilmezler mı' ki gökler ve yer yapışıkken Biz ayırdık onları. Ve bütün canlıları sudan meydana getirdik.Hâlâ inanmıyorlar mı?

 O küfredenler bilmezler mı' ki gökler ve yer yapışıkken
Biz ayırdık onları. Ve bütün canlıları sudan meydana getirdik.Hâlâ inanmıyorlar mı?
Göklerin ve yerin yapışık iken sonradan ayrılışının bildirilmesi
gerçekten üzerinde çok düşünülmesi gereken bir konudur. Astronomik teoriler bu kâinat mucizesini açıklamak için "yaptıkları çalışmalarda hep bu gerçek üzerinde dönüp durmuşlar. Ve bin üçyüz şu kadar yıl önce Kur'anı Kerîmin belirttiği gerçekleri kabullenmek zorunda kalmışlardır.
Günümüzde büyük yıldız topluluklarını içine alan samanyolunun
(Galaksi) başlangıçta birleşik olduğu sonra ayrılarak bugünkü yuvarlak şeklini aldığı, yeryüzünün güneşten bir parça olduğu, bilâhare güneşten ayrılarak soğuduğu esasına dayanan teoriye gelince,
bu teori astronomik bir nazariye olmaktan öte hiç bir şey ifade etmez.
Bugün doğru olarak kabul edilebilir. Ama yarın bunun tersi de ortaya atılabilir. Bir başka zaman bu konuda bir başka nazariye meydana çıkarılır ve bu düşünceleri tamamen tersine çevirebilir.
Biz —yâni İslâm akidesinin mensupları— Kur'an'ın kesin olan
hükümlerini bugün kabul edilip yarın red edilebilecek kesinleşmemiş nazariyelere göre yorumlamaya çalışmayız. Bunun için "Kur'an'ın gölgesinde" Kur'an'ın beyanlanyle ilmi teori denilen nazariyeler arasında mutabakat aramaya çalışmıyoruz. Kur'an hükümlerinin; tecrübesi mümkün olan ve her zaman aynı değişmez sonuçları doğuran kesinleşmiş ilmî gerçekler karşısındaki durumuyle bu
teorilcr karşısındaki durumu çok farklıdır. Meselâ, ısı karşısında
madenlerin genişlemesi, suyun belli bir dereceye kadar ısınınca buharlaşması ve belli bir derecenin altına düşünce donması gibi kanunlardan bu nazariye çok farklıdır. Onlar ilmî gerçeklerdir. Bunlar ise teori.
Bir kere Kur'an bir ilmî nazariyeler kitabı değildir. Tecrübî bilgileri anlatan ansiklopedik bir eser de değildir. Bunun aksine, Kur'an
bütünüyle hayatı hedef alan bir nizam kitabıdır. İnsan kafasını düzelterek kendi hududu içerisinde çalışıp gelişmesini sağlayıcı prensipleri koyan bir anayasadır. İnsan aklının gelişmesini sağlayan, bir
cemiyet hayatını tanzim eden prensipler manzumesidir. Bunun öte-
ninde pratik bilgilerin sahası olan cüzî ve mufassal konulara girişmez.
Çünkü bu hususlar doğru bir yola sevk edilen ve dizginlenen insan
«kimin çalışma sahasına giren hususlardır.
Zaman zaman Kur'anı Kerim buradaki gibi: "Gökler ve yer ya-
pışık iken Biz ayırdık onları" diyerek bir takım kâinat gerçeklerine
Işnret eder. Ve biz sırf Kur'an'da varit olduğu için, bu gerçekleri ka-

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder