(2) Tevhid - İslamdevleti.org
"Bilin ki, Allah'ın laneti zalimlerin üzerinedir."...
Şahitler diyorlar böyle... Şahitler de kimler ? Melekler, peygamberler ve onlara inanmış bulunan muminler... Veya bütün insanlar... O zaman bu rusvaylık ve rezillik yığınlara insanın kümelendiği mahşer sahasında olmaktadır... Veya Allah'ın onlar hakkındaki kararı Rabbanisi şahitlerin gözü önünde rezil ve rüsvay olduktan sonra
geliyor:
"Biliniz ki Allah'ın laneti zalimlerin üzerinedir."...
Kimdir zalimler? Müşrikler. Allah'a yalan yere iftira atanlar.
Allah yolundan insanları alıkoymak isteyenler:
"Ve o yolu eğriltmeye çalışırlar."...
Doğruluk istemez onlar. Doğru yolda yürümeyi hiç arzu etmezler... Onların istedikleri sadece eğrilik, yanlışlık, sapıklık ve dönekliktir. İstedikleri yol, hayat ve işlerin hepsinin de öyle olmasıdır. "Ve onlardır âhireti inkâr edenler."... ( ,<* ) zamirinin ikinci defa tekrar edilmesi te'kit, suçun tesbiti ve teşhir sadedinde ortaya dökülmesi içindir. '
Allah'a şirk koşanlar - ki onlar zalimler - hayatının hepsinin eğri
olmasını isterler. Zaten islâm istikametinden sapmakla hayatları
bütünüyle eğrilmektedir. Allah'tan başkasına kulluk gerek hayat
sahasında gerekse ruhî alanda eğrilikten başka bir şey peyda etmez.
İnsanların Allah'tan başkasına kul olması ruhlarında zillet duygusu meydana getirir. Halbuki Allah insanların efendi ve şerefli bir
hayat sürmelerini irade buyurmaktadır. Allah'tan başkasına kulluk,
insan hayatında zulüm tecavüz, ve fesad meydana getirirki Allahüteâlâ insanlık için adalet ve hakkaniyet irade buyurmuştur... Yeryüzünde bir takım şişirme tanrılar ihdas edip etrafında davul zurna çalarak büyütüp gerçek Rabbin yerine yerleştirmek için çalışarak boş boşuna emek sarf ederler ve gereksiz yere kendilerini heba ederler. Çünkü bu sahte tanrılar cılız ve basit olduklarından gerçek Rabbin yerini bir türlü dolduramazlar. Bunların zavallı kulları da devamlı bîr gayret içinde bulunurlar. Gece gündüz demeden çalışır,
çırpınır onları yüceltmek için uğraşırlar. Bütün dikkatleri bunların
üzerine çekmek için gece gündüz flaşlarını bunlara çevirirler. Bağırıp çağırarak ellerinde davul, ağızlarında zurna bu sahte tanrıları
şişirmeye çalışırlar. Ve böylece insanlığın enerjisi hayat için verimli
alanlarda kullanılıp üretime harcanacağına bu uğursuz ve iğrenç
meşguliyetlerle çar çur edilip gider. Durmadan kalkıp oturan bir gelip geçici gereksizliklerle mahvedilip tüketilir... Bundan daha büyük
bir eğrilik ve kötülük olur mu hiç? Bundan daha fena bir gereksizlik bulunur mu hiç ?
"Bunlar ?
Allah'tan uzak ve kulları Allah'tan uzaklaştırmak için çalışan melunlar...
Yer yüzünde Allah'ı âciz bırakacak değillerdir."...
Allah'ı Aciz bırakmak onların işi değildir. Eğer Allah dileseydi
daha dünyada yakalardı azabı ile kendilerini..
"Allah'a karşı duracak yardımcıları da yoktur."...
Onları Allah'ın azabından koruyacak veya kendilerine yardım edecek kimseleri de yok. Allah sadece onları âhirete bırakıyor ki hem
dünya azabını hem de ahiret azabını çeksinler diye.
"Kat kat olacaktır onların azabı."...
İdrakleri muattal, gözleri kapalı olarak yaşamışlardı onlar. Sanki gözleri ve kulakları hiç yok gibiydi.
"Onlar işitmeye tahammül edemez ve göremezlerdi,"...
"İşte bunlardır kendilerine yazık edenler."...
En büyük hüsran ve kayıp budur işte. Kendisine yazık etmiş olan
kişi dünyaları da kazansa bir para etmez. İşte bunlar da kendilerine
yazık ettikleri için dünyada neleri var neleri yoksa kaybettiler. Bir
kere insanca yaşama şerefini ellerinden kaçırarak Allah'tan başkasına kulluk ettiler ve dinin verdiği ulvi seviyeye çıkmadılar. Ayrıca
dünya hayatının üstüne çıkarak çok daha değerli ve yüce mevkileri
elde etme imkanını yitirdiler. Âhireti inkâr ve Allah'a yalan iftira
etmekle bu duruma düşürdüler kendilerini. Onlar Allah ile karşılaşacaklarını hiç ümit etmiyorlardı. Düştükleri bu durum ve kendilerini bekleyen azab ile de âhirette kendilerine yazık ettiler.
"Uydurdukları şeyler de kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuştur "
Kayboldu gitti Allah'a karşı uydurdukları şeyler. Yol göstermez
ve dertlerine çare aramaz oldular. Kaybolup gittiler şimdi onlar.
https://www.facebook.com/huseyin.sasmaz.75/media_set?set=a.637658922921589.1073741851.100000324607185&type=3
yaklaşık 6 ay önce güncellendi
İbni Kesir tefsirinde bu hadis Söyle zikredilmektedir;
imamı, Ahmed Tirmizi ve ibni Cerir, Adiyy ibni Hatem'den rivayetederler ki; Hatem, Resulullah'm daveti kendisine ulaşınca hemen Şama fırar etmişti. Çünkü o, cahihyet devrinde hıristiyan
olmuştu.Sonra kız kardeşi ile kavminden bir cemaat esir düştü.
Resulullah,kız kardeşine iyilik ve ihsanda bulundu. Kız kardeşi bilahere Şam a dönünce kendisine yapılan muameleyi kardeşi Adiyy'e
anlattı ve onu Islama davet etti. - Adiyy, cömertligiyle tanınan
meşhur Hatem-i Tai'nin oğlu ve Tayy kabilenin Reisf idi.
Medine ye geldiği günlerde bütün halk ondan bahsetmeve başlad..
Adiyy „ boynunda gümüş bir hac olduğu halde Resulullahm huzuruna girince, Resulullah; "Onlar, alim ve Rahiplerini Allah'ın dışında Rabler edindiler*" âyetini okuyordu. Adiyy, Resulullah'a
şöyle söylediğini haber verir : "Onlar, alim ve rahiplere ibadet etmiyorlar.
Resulullah şu cevabı verir :'
"Evet!.. Fakat alim ve rahipler, onlara helâli haram, haramı da
helâl kıldılar... Ve o insanlar da, bunlara tabiî oldular. İşte onların,
alim ve rahiplerine ibadetlerinin manası budur..."
BU HADİSTEN YOLA ÇIKARAK BU GÜNÜMÜZDEKİ GÜNDEMDE OLAN ALİM (KİSVESİNDEKİ) DENEN KİŞİLERE BU ÖLÇÜYLE BAKARSAN NE OLUR ???
https://www.facebook.com/huseyin.sasmaz.75/media_set?set=a.617156138305201.1073741846.100000324607185&type=3
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder