12 — And olsun ki Biz insanı süzme çamurdan yarattık.
13 — Sonra da onu nutfe halinde sağlam bir yere yerleştirdik.
14 — Sonra nutfeyi bir kan pıhtısı haline getirdik, derken o
kan pıhtısını bir çiğnemlik et yaptık, bir çiğnemlik etten kemikler
yarattık, kemiklere de et giydirdik. Ve sonra onu başka bir yaratık
yaptık. Yaratanların en güzeli olan Allah'ın şanı ne yücedir.
15 —- Sonra siz bunun arkasından hiç şüphesiz ki ölürsünüz.
16 — Sonra siz kıyamet gününde muhakkak diriltilirsiniz.
Bu doğuşun merhaleleri ve böyle bir nizam içerisinde sürekli
olarak ard arda gelişi her şeyden önce bir yaratıcının varlığına şehadet eder. Ayrıca insanın varedilişindeki maksat ve gayeyi belirtir. Şu halde mesele başıboş bir tesadüfe bırakılmış değildir. Maksatsız, plânsız ve programsız bir başıboşluk içerisinde olduğu halde bu şaşmaz düzenin muntazam yürümesi, bir an bile geri kalmaması
aklen ve mantıken imkân dahilinde bulunan birçok yollardan her zaman sadece aynı yolda yürümesi elbette ki kendiliğinden olacak şey değildir. Görüyorsunuz ki imkân dahilinde bulunan bir çok yollardan sadece birisini takip ederek insanoğlunun gelişimini sağlaması bu mevcudatı idare eden yüce yaratıcının yaratıcı irade ve maksadının eserinin neticesidir.
Nitekim bu gelişme merhalelerinin ayeti kerîmenin böyle ince
ve devamlı bir sırayla serdetmesi de yüce yaratıcıya îman etmenin gereğine işaret eder.
Ayrıca insan hayatının merhalelerini böyle incelikle serdetmekte, yüce yaratıcıya iman ile; geçen bölümde anlatılan mü'minlerin gittiği yolda gitmenin her iki dünyada da bu doğan varlık için mukadder olan kemâl noktasına varabilmenin yegâne yolu olduğunu göstermektedir.
"Sonra sîz bunun arkasından hiç şüphesiz ki ölürsünüz. Sonra
siz kıyamet gününde muhakkak diriltilirsiniz.**
Bu dünya hayatındaki merhalenin sonu ölümdür, ölüm, dünya ile âhiret arasındaki geçiş hattıdır. Şu halde ölüm insanın kemâl merhalelerinden bir merhaledir, ama son değildir.
Bunun ardından yine aynı merhalenin bir devamı olan öldükten
sonra dirilme merhalesi gelir. Ve sonra her türlü dünyevî eksikliklerden uzak kan ve et ihtiyacından, âri, korku ve ıstıraptan, kriz ve buhrandan beri mükemmel bir hayat başlar ve orada insanoğlu için takdir olunan kemâl noktasına ulaşmak mümkün olur. Tabiî bu kemâl yolunda yürüyen insanlar için söz konusudur.
Nitekim o kemâl yolunu sûrenin birinci bölümünde görmüştük. Yâni müzminlerin gittikleri yol ama kim de dünyadaki hayat merhalesi boyunca hayvanlık derecesine düşecek olursa o bir başka hayatta kendine mahsus yollarda yuvarlanır gider. İnsanlığını kaybeder, cehennem odunlarından bir odun olur. Yakacağı insan ve taş olan cehenneme yakıt olur. İşte bu tür insanlarla cehennem yakıtı olan taşlar arasında hiç
bir fark yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder