16 Haziran 2014 Pazartesi

MÜŞRİKLER.....

"...O'nu bırakıp da kendilerine bir takım dostlar edinenler: "Onlara, bizi Allah'a yaklaştırsınlar diye kulluk ediyoruz"
derler. Doğrusu Allah ayrılığa düştükleri şeylerde aralarında hüküm verecektir. Allah şüphesiz yalancı ve inkarcı kimseyi doğru yola eriştirmez."
Müşrikler, Allah'ın hem kendilerinin hem de göklerin ve yerin
yaratıcısı olduğunu ilân edip duruyorlardı... Fakat ibadeti yalnızca
bu Yaratıcıya yapmada ve ortaksız olarak dinde Allah'a ihlâs ile
bağlanmada fıtratın mantığı - sağduyunun işareti - istikametinde
yürümüyorlardı. Meleklerin, yüce Allah'ın kızları olduğu masalını
ortaya atmışlar, sonra da bu melekler için bir takım heykeller yaparak onlara tapıyorlardı. Sonra da, bu heykellere - ki Lât, Uzza ve Menat gibi tanrı olarak adlandırdıkları şeylere - yaptıkları ibadetin, aslında onlara değil de, Allah'a yaklaşmak için bir vesile ve kendileri hakkında şefaatçi olsunlar maksadıyle yaptıklarını zan ve iddia ediyorlardı...
Bu, aklı selimin en basit ve sade gereği olan yoldan saparak
böyle çıkmazlara saplanıştır. Ne melekler Allah'ın kızlarıdır, ne onların taptıkları putlar meleklerin heykelleridir. Ne de yüce Allah
böylesine sapıklığa rıza gösterendir. Allah, ne onların hakkında yapılacak - mevhum - şefaati kabul eder, ne de onları bu yoldan kendisine yaklaştırır...
Beşeriyet ne zaman ki İslâm'ın getirdiği halis ve sade tevhid akîdesinden saparsa, fıtratın mantığından ve aklı selimin gereğinden
elbette uzak kalır. Çünkü her peygamberle birlikte gelen İlâhi akide budur. Biz bugün bazı yerde, eski Arapların itikatlarınca Allah'a
yaklaşmak ve O'nun katında şefaatlerini talep etmek maksadıyle
meleklere, yahut heykellerine tapmalarına benzer k ı d d î s ,Alim ve velîlere tapınıldığını görmekteyiz. Oysa münezzeh olan Allah,
hak yolu tahdit etmiştir. Böyle uydurma ve tuhaf şekilde başkasının aracılığı yahut şefaati karışmayan halis tevhid yolu...
"...Allah şüphesiz yalana ve inkarcı kimseyi doğru yola eriştirmez."
Onlar Allah'a karşı yalan söyler; melekleri O'na nispet etmekle
yalan söyler, meleklere tapmalarının şefaate vesile olacağını iddia
etmekle yalan söyler. Oysa kendileri bu ibadetle küfre düşüyor,
Allah'ın açık ve seçik emrine muhalefet ediyorlar.
Hz. Allah kendine karşı yalan söyleyeni ve küfredeni doğru yola eriştirmez. Zira hidayet, Hakka teveccühün, ihlâs, takva, doğruluğu ve doğru yolu arzu ve talep etmenin bir mükâfatıdır. Yalan
söyleyip küfre sapanlarsa, Allah'ın hidayet ve yardımına lâyık ve
müstahak değillerdir. Onlar kendilerine Allah yolundan uzaklaşmayı seçmişlerdir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder