6 Haziran 2014 Cuma

Zulmedenleri, onlarla işbirliği edenleri ve Allah'ı bırakıp da taptıklarını derleyin. Onları cehennem yoluna koyun. Onları tevkif edin: çünkü onlar mesuldürler.

22, 23, 24 ■ - İlgililere şöyle emredilir: "Zulmedenleri, onlarla
işbirliği edenleri ve Allah'ı bırakıp da taptıklarını derleyin. Onları cehennem yoluna koyun. Onları tevkif edin: çünkü onlar mesuldürler.
Zalimleri ve onlara uyan günahkârları toplayıp bir araya getirin. Onların hepsi aynı yolun yolcularıdır. Bu emir. ifadesindeki
sertliğin üstünde "...Onları cehennem yoluna koyun." sözünde açık bir öfke taşımaktadır. Ne garip bir hidayettir o ki. dalalet ondan
hayırlıdır. Doğru yoldan sapıtmış, olmalarına karşılık, gayet isabetli bir cevaptır bu. Yani dünyada iken doğru yola gelmeyince, âhirette cehennemin yolunu boylasınlar...
İste onlar iletilmişlerdir. Cehennemin yolunu tutmuşlar ve sorguya çekilmek için alıkoymuşlardır İşte onlara, alelade bir sual
şeklinde hitap edilmektedir. Fakat bu hitabın zımnında öfke ve hiddet vardır:
25 — Şöyle sorulur. "Size ne oldu ki birbirinizle yardımlaşmıyorsunuz?"
Ne diye kiminiz kiminize yardım etmiyorsunuz Oysa hepiniz
burada toplu haldesiniz ve hepiniz yardımcıya muhtaçsınız Üstelik taptığınız tanrılarınız da yanınızda...
Tabiî hiç bir  cevap ve ses yok .. Bunu müteakip ilâve ediliyor:
26 — Hayır; bugün onların hepsi teslim olmuşlardır.
Tapanların, tapılanların hepsi...
Sonra tekrar hikâye faslına dönülüyor; birbiriyle mücadele edişleri şöylece sahneye konuluyor:
27 — Onlardan kimi kimine yönelip birbirini mesul tutmaya
kalkışırlar.
28 — "Doğrusu siz. bize sağdan gelirdiniz." derler.
Umumiyetle vesvese vermede âdet olduğu üzere siz sağımızdan
gelerek bizi aldattınız. Sizsiniz bizim bu duruma düşmemizin sorumluları.
Bu defa karşı taraf bu ithamı reddedip sorumluluğu ötekilere
yüklemek isteyerek:
29 — Onlar da şöyle derler: "Hayır: siz inanmış kimseler değildiniz."
İmandan sonra sizi aldatan, hidayete erdikten sonra sizi sapıtan
bizim vesvesemiz değildir.
30 — "Ve bizim size karşı bir hakimiyetimiz de yoktu."
Fikrimizi zorla size kabul ettirecek, istemediğiniz halde sizi cebren kendi tarafımıza çekecek güç ve imkâna sahip değildik.
"...Bilâkis siz azgınlar güruhu idiniz."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder