13 Eylül 2014 Cumartesi

ZALİMLERE AZAP

Allah’ın katinda kendileri için çok daha hayırlı ve sürekli olan şeyler hazırladığı mü’minlerin vasıflarını belirttikten sonra karşı tarafta yer alan sapık zalimlerin durumunu ve onları bekleyen zillet ve hüsranı anlatmaya başlıyor:

44 — Kimi de Allah saptırırsa bundan sonra artık onun bir dostu yoktur. Göreceksin ki o zalimler azabı gördükleri zaman “Geri dönecek bir yol yok mudur?” diyeceklerdir.

45 — Göreceksin ki zilletten başları öne eğilmiş, göz ucuyle gizli gizli çevreye bakarken ateşe sunulurlar. İman etmiş olanlar da derler ki: “Hüsranda olanlar işte kıyamet günü kendilerini de, ailelerini de hüsranda bırakanlardır”. İyi bilin ki muhakkak zalimler sürekli bir azap içindedirler.

46 — Onların Allah’tan başka kendilerine yardım edecek dostları da yoktur. Allah’ın saptırdığı kimsenin çıkar yolu yoktur.

Allah’ın hükmü geri çevrilemez. Ve O’nun dilediği reddedilemez: “Kimi de Allah saptırırsa bundan sonra artık onun bir dostu yoktur”. Cenabı Allah bir kulun dalâleti hakettiğini kabul ederse Allah’ın hükmü yerini bularak o kişi dalâlete düşenlerden olur. Ve bundan sonra onu bir daha hidayete çekecek veya Allah’ın takdir ettiği dalâletin cezasından kurtaracak kimse yoktur. Allah, âyetin devamında bunu açıkça beyan ediyor:

(iyiyide kötüyüde yaradan Allahdır.Bu mahiyette Allah saptırırsa diyor.yoksa Allah zulmedici değildir.secme ve secilme irade kişinin elindedir.)

Kimi de Allah saptırırsa bundan sonra artık onun bir dostu yoktur. Göreceksin ki o zalimler, azabı götdükleri zaman “Geri dönecek bir yol yok mudur?” diyeceklerdir.

Göreceksin ki zilletten başları öne eğilmiş, göz ucuyle gizli gizli çevreye bakarken ateşe sunulurlar. İman etmiş olanlar da derler ki: "Hüsranda olanlar işte kıyamet günü kendilerini de ailelerini de hüsranda bırakanlardır”. İyi bilin ki muhakkak zalimler sürekli bir azap içindedirler.

Zalimler azgın olduklarından onlara en uygun düşen hal, kıyamet gününde zillete duçar olmalarıdır. Azabı gördükleri zaman büyüklenmeleri tamamen söner ve hayal kırıklığı içerisinde sorarlar: "Geri dönecek bir yol yok mudur?” Bu ifadede ümitsizlik ve heyecan içerisinde herhangi bir kurtuluşu bekler halde bir çöküntü vardır. Onlar ateşe başları eğik olarak sürülürler. Allah’tan korktuklarından veya hayalarından başlarını eğmiyorlar. Zillet ve düşüklüklerinden ateşe sürülürken göz ucuyle gizli gizli çevreye bakınırlar.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder