8 Nisan 2015 Çarşamba

Size apaçık bir nur (Kur'an) gönderdik.»BU KİTABI OKUMAMAK NEYLE İZAH (AÇIKLANABİLİR) EDİLEBİLİR ?

O; aydınlatıcı şualarıyle vâzıh olarak eşyanın hakikatini aydınlatan bir nurdur... 
Ruhta ve hayatta hak ile bâtıl yolların ayrılış noktasını gösteren bir meş’aledir. 
Önce ruh, nur ile aydınlanır. Sonra gerek kendi bünyesinde gerekse çevresinde açıkça bu nurun izlerini görür. 
Karanlıklar aydınlanır, zulmetler yıkılır. Hakikat, basit ve bedîhî bir şekilde tecelli eder. 
İnsan kendi, kendine hayret eder ki, bu derece basit ve vâzıh olan bir hakikat nasıl görülmez?!.

İnsan, ruhuyla Kur’an’ın havasını teneffüs ederse, düşünce sistemini, değer ve ölçüler manzumesini ondan alırsa: meselelerin karşısında bocalamaz, her meselede bir kolaylık, bir basitlik ve bir açıklık hisseder. 
Ruhunda deprenen birçok duyguların sükûnete erdiğini, rahata kavuştuğunu müşahede eder. 
Ve bu duyguların hakikatine kolaylıkla nüfûz eder. 
Duygu ve düşüncelerine sirayet eden parazitleri bertaraf edip ona fıtrî berraklığıyle aslî hüviyetini kazandırır. 
Allah'ın kudret elinden çıktığı günkü berrak ve aslî hüviyetini kazandırır.
«Allah'a iman edenleri ve O'nun kitabına sarılanları, Allah rahmetine ve bol nimetine kavuşturacak, onları, kendisine götüren doğru yola eriştirecektir.»
Nisa-175

Allah’a bağlanmak, O’na iman etmenin zarûri neticesidir. Ne zaman ki sağlam bir iman! şuur hâkim olur, nefis, Allah'ın ve ona yapılan kulluğun hakikatini anlarsa; işte o zaman insan, bir saniye bile fevt etmeden Allah’a bağlanmanın heyecanıyla çırpınır. Sadece Allah’a... Kudret ve saltanatın yegâne sahibine... İşte böylelerini Allah, rahmetine garkedecek ve bol bol nimetler ihsan edecektir. Âhiretten önce, dünya hayatında bir rahmet... Ve dünya hayatında tecelli edecek ihsanlar...

İman, hayret, sapıklık ve anarşi çölünde dalaletten kaçan ruhlar için serin bir huzur mekânıdır, orada gölgelenir, istirahat eder, huzûra erer. O; cemiyet, hayat ve nizamının, üzerine ikame edildiği bir kaidedir, bir temel taşıdır. îman, iyilik temizlik, hürriyet ve istikamet esaslarının menbaıdır.

Onun sayesinde herkes, hakiki durumunu, gerçek mevkiini anlar. Allah nazarında bir kul, Ondan gayrı herkese karşı bir efendi olduğunu idrak eder. Bu; Islâmın getirdiği iman nizamından başka hiçbir nizamda tesadüf edilmeyen bir keyfiyettir. Bu; kulları kullara kulluktan kurtarıp sadece Allah’ın kulluğunda birleştiren bir nizamdır. Ûlûhiyeti sadece Allah’a tahsis eden, bütün mahlûkâtın aynı şekilde ubûdiyette mükellef olduğunu kabul eden bir nizamdır...

Şüphesiz, iman edenler, Allah’ın rahmet ve nimetleriyle kucaklaşacaklardır. Hem bu dünyada, hem de âhirette İlâhî rahmet ve nimetlerle...

«Ve onları, kendisine götüren doğru yola eriştirecektir.»
Nisa-175

Müminleri öyle tasvir ediyor ki; sanki ilâhî bir el, onları Allah’a doğru götürüyor, güzergâhlarını o tarafa çeviriyor, adım adım Allah’a yaklaştırıyor. Bu ibare, Allah’a basiretle iman eden, O’na sadakatla sarılan insanların ruhlarında, mana ve mefhumu kolayca anlaşılabilen bir ibaredir. İnsan âdeta doğru yolda bulunduğunu kesinlikle biliyor, ufku açılıyor ve adım adım hedefe yaklaşıyor.

Bu ancak tadılarak anlaşılacak bir manadır... Ve tadılmadan da zevkine ermek, tadını anlamak imkânsızdır.


2 yorum:

  1. O; aydınlatıcı şualarıyle vâzıh olarak eşyanın hakikatini aydınlatan bir nurdur...
    Ruhta ve hayatta hak ile bâtıl yolların ayrılış noktasını gösteren bir meş’aledir.
    Önce ruh, nur ile aydınlanır. Sonra gerek kendi bünyesinde gerekse çevresinde açıkça bu nurun izlerini görür.
    Karanlıklar aydınlanır, zulmetler yıkılır. Hakikat, basit ve bedîhî bir şekilde tecelli eder.
    İnsan kendi, kendine hayret eder ki, bu derece basit ve vâzıh olan bir hakikat nasıl görülmez?!.

    İnsan, ruhuyla Kur’an’ın havasını teneffüs ederse, düşünce sistemini, değer ve ölçüler manzumesini ondan alırsa: meselelerin karşısında bocalamaz, her meselede bir kolaylık, bir basitlik ve bir açıklık hisseder.
    Ruhunda deprenen birçok duyguların sükûnete erdiğini, rahata kavuştuğunu müşahede eder.
    Ve bu duyguların hakikatine kolaylıkla nüfûz eder.
    Duygu ve düşüncelerine sirayet eden parazitleri bertaraf edip ona fıtrî berraklığıyle aslî hüviyetini kazandırır.
    Allah'ın kudret elinden çıktığı günkü berrak ve aslî hüviyetini kazandırır.
    «Allah'a iman edenleri ve O'nun kitabına sarılanları, Allah rahmetine ve bol nimetine kavuşturacak, onları, kendisine götüren doğru yola eriştirecektir.»
    Nisa-175

    Allah’a bağlanmak, O’na iman etmenin zarûri neticesidir. Ne zaman ki sağlam bir iman! şuur hâkim olur, nefis, Allah'ın ve ona yapılan kulluğun hakikatini anlarsa; işte o zaman insan, bir saniye bile fevt etmeden Allah’a bağlanmanın heyecanıyla çırpınır. Sadece Allah’a... Kudret ve saltanatın yegâne sahibine... İşte böylelerini Allah, rahmetine garkedecek ve bol bol nimetler ihsan edecektir. Âhiretten önce, dünya hayatında bir rahmet... Ve dünya hayatında tecelli edecek ihsanlar...

    İman, hayret, sapıklık ve anarşi çölünde dalaletten kaçan ruhlar için serin bir huzur mekânıdır, orada gölgelenir, istirahat eder, huzûra erer. O; cemiyet, hayat ve nizamının, üzerine ikame edildiği bir kaidedir, bir temel taşıdır. îman, iyilik temizlik, hürriyet ve istikamet esaslarının menbaıdır.

    Onun sayesinde herkes, hakiki durumunu, gerçek mevkiini anlar. Allah nazarında bir kul, Ondan gayrı herkese karşı bir efendi olduğunu idrak eder. Bu; Islâmın getirdiği iman nizamından başka hiçbir nizamda tesadüf edilmeyen bir keyfiyettir. Bu; kulları kullara kulluktan kurtarıp sadece Allah’ın kulluğunda birleştiren bir nizamdır. Ûlûhiyeti sadece Allah’a tahsis eden, bütün mahlûkâtın aynı şekilde ubûdiyette mükellef olduğunu kabul eden bir nizamdır...

    Şüphesiz, iman edenler, Allah’ın rahmet ve nimetleriyle kucaklaşacaklardır. Hem bu dünyada, hem de âhirette İlâhî rahmet ve nimetlerle...

    «Ve onları, kendisine götüren doğru yola eriştirecektir.»
    Nisa-175

    Müminleri öyle tasvir ediyor ki; sanki ilâhî bir el, onları Allah’a doğru götürüyor, güzergâhlarını o tarafa çeviriyor, adım adım Allah’a yaklaştırıyor. Bu ibare, Allah’a basiretle iman eden, O’na sadakatla sarılan insanların ruhlarında, mana ve mefhumu kolayca anlaşılabilen bir ibaredir. İnsan âdeta doğru yolda bulunduğunu kesinlikle biliyor, ufku açılıyor ve adım adım hedefe yaklaşıyor.

    Bu ancak tadılarak anlaşılacak bir manadır... Ve tadılmadan da zevkine ermek, tadını anlamak imkânsızdır.


    YanıtlaSil
  2. https://www.facebook.com/video.php?v=381542248645262

    YanıtlaSil