MÜSLÜMANMIYIM --!!!
YOKSA KENDİMİMİ KANDIRIYORUM..!!!
(O şeytanlar bunları doğru yoldan çıkardıkları halde bunlar doğru yolda
olduklarını sanırlar. Zuhruf-37 )
MÜŞRİK:
Allah’a ortak koşan demektir.
Allahu Teala şirk konusunda şöyle buyurmaktadır, mealen:
-“Şüphesiz Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında dilediğini bağışlar. Allah’a ortak koşan, muhakkak ki, derin bir sapıklığa düşmüştür.” (Nisa- 116)
-“Allah’ı bırakıyorlar da, kendilerine ne fayda, ne de zarar verebilecek olan şeylere tapıyorlar ve “Bunlar bizim Allah katında şefaatçilerimizdir.” diyorlar. De ki, “Siz Allah’a göklerde ve yerde O’nun bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz?” Allah onların ortak koştukları şeylerin hepsinden münezzehtir.” (Yunus -18)
Allahu Teala şirk konusunda şöyle buyurmaktadır, mealen:
-“Şüphesiz Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında dilediğini bağışlar. Allah’a ortak koşan, muhakkak ki, derin bir sapıklığa düşmüştür.” (Nisa- 116)
-“Allah’ı bırakıyorlar da, kendilerine ne fayda, ne de zarar verebilecek olan şeylere tapıyorlar ve “Bunlar bizim Allah katında şefaatçilerimizdir.” diyorlar. De ki, “Siz Allah’a göklerde ve yerde O’nun bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz?” Allah onların ortak koştukları şeylerin hepsinden münezzehtir.” (Yunus -18)
-“O
gün ki, hepsini mahşere toplayacağız, sonra da o şirk koşanlara “Haydi
yerlerinize! Siz de, ortak koştuklarınız da!” diyeceğiz. Artık aralarını iyice
açmışız. O ortak koştukları şeyler, “Siz bize tapmıyordunuz ki.” diyecekler.
(Yunus-28)
“De
ki: “Allah’a eş tuttuğunuz ortaklarınızdan, önce yaratıp, sonra da onu çevirip
yeniden diriltecek var mı?” De ki, “Önce yaratıp, sonra da onu yeniden
yaratacak olan Allah’dır. O halde nasıl yoldan saptırılıyor,
döndürülüyorsunuz?” (Yunus- 34)
“De
ki, “Ortak koştuklarınızdan doğru yolu gösterecek olan var mıdır?” Deki,
“Allah, hak olan doğru yola hidayet eder. O halde doğru yola hidayet eden mi
kendisine uyulmaya daha layıktır, yoksa kendisine yol gösterilmeyince onu
bulamayan mı daha layıktır. O halde ne oluyorsunuz? Nasıl hükmediyorsunuz?”
(Yunus- 35)
“Açın
gözünüzü! Göklerde kim var, yerde kim varsa hep Allah’ındır. Allah’dan
başkasına tapanlar dahi, Allah’a ortak koştuklarına uymuş olmuyorlar, ancak
zanna uymuş oluyorlar. Ve yalandan başka bir şey söylemiyorlar.” (Yunus- 66)
Şirkin
terim anlamı :
“Rububiyet, ibâdet ve
isim ve sıfatlar konusunda Allahu Tealaya ortak veya benzer edinmek
demektir.”
Allah Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de
birçok âyette kendisiyle birlikte eşler edinilmesini yasaklamış ve
kendisinin dışında eşler ve ortaklar edinenleri kınamıştır.
Hadis-i şerifte ise
Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
-“Her
kim, Allah’ın dışında birisine yalvarıp yakararak O’na eş koşar bir halde
ölürse, cehenneme girer. Her kim de Allah’ın dışında birisine yalvarıp
yakarmaksızın O’na eş koşmadan ölürse, cennete girer.” ( Buhârî, hadis no: 4497, Müslim, hadis
no: 92 )
Kur’an’ın ayetlerine kendi
kısır akıllarına göre anlam vererek kendilerini Müslüman sanan ve gerçek
tevhid ehli olan mutasavvıfları şirkle itham eden sapkınlar aslında, kendileri
şirkin batağında olduklarından bihaberdirler. Onlar gerçekten şirkin ne
olduğunu bilselerdi, günde 70 kez imanlarını yenilerlerdi.
Ehl-i Mutasavvıflar ortak koşmak anlamına gelen şirkin iki türlü olduğunu bildirmişlerdir. Bunlar gizli ve açık şirktir.
Ehl-i Mutasavvıflar ortak koşmak anlamına gelen şirkin iki türlü olduğunu bildirmişlerdir. Bunlar gizli ve açık şirktir.
Açık Şirk: Heykellere,
cinlere, şeytanlara, Allah’tan başka kendisinde ilahi bir kudret olduğu sanılan
herhangi bir kimseye, şeyhlere, papazlara, kahinlere, krallara
ve putlara tapmaları veya Hz. İsa’ya -haşa – Allah’ın oğludemeleri ve bunlara ilah diye tapmalarına açık Şirk denir.
Bu muhasebeyi yaptıktan sonra ben kim olduğumu
tanımlayabilirim.
****************************************
****************************************
***************ÖNEMLİ**************MÜSLÜMANIN BİLMESİ GEREKEN ŞARTLARDAN İLKİ.*******************ŞİRK,********************
«O, pak ve münezzehtir. Doğrusu göklerde ve yerde ne varsa O’nündür. Hepsi de O’na itaat ederler.
********************************
Allah göklerin ve yerin yaratanıdır. Bir şeyi murad edince ona sadece «Ol!» der de oluverir.»
*************************************
İşte burada, İslâm’ın tam ve mükemmel olan Allah akidesine ve yaratanla yaratılanlar arasındaki alâkalar mevzuuna ulaşıyoruz. İslâm’ın koyduğu tasavvurlar bu hususlarda en yüce ve en vazıh hükümlerdir... Bütün kâinat: «Ol der de oluverir.» O emrinde kendisini bulan mutlak ve kâdir bir iradenin teveccühü ile Hâlık-ı Zülcelâlden sudur etmiştir. İlâhî irâdenin herhangi bir varlığın yaratılması için teveccühü, o varlığın hiçbir vasıta, madde ve kuvvet bulunmadan takdir edilen surette mevcut olması için kâfidir... Ancak bizim mahiyetini bilmediğimiz bu İlâhî irâde suduru istenilen o varlığa nasıl ulaşabilmektedir. İşte insan idrâkinin keşfedemiyeceği İlâhî sır buradadır. Zira beşerin takati o sırrı \ idrâk etmeye muktedir değildir. Beşer idrâki onu anlayamaz. ***************Çünkü onun esas vazifesi bu değildir. Beşerin yaratılmasına sebep olan en mühim vazife yeryüzünün hilâfetidir. *********İnsan kendi vazifesini ifa edebilmesi için kâinat kanunlarını keşfetmek mevzuunda Allah’ın verdiği kudret miktarında onlardan istifade edebilir. İnsanın en büyük hilâfet vazifesi dışında diğer sırları çözebileceği miktarda kâinat kuvvetlerinden faydalanma kudreti verilmiştir...
********************************************************
İslâmî düşünceye göre; yaratan ayrı yaratılanlar apayrıdır. Ve Yaratanın hiç bir benzeri yoktur. İşte burada «vahdet- I v ü c u d » felsefesi tamamen İslâmî tasavvurun dışında kalır. Ve İslâm gayri müslimlerin vahdeti vücud anlayışını tamamen reddeder. Yabancılar vahdeti vücudu mevcudat ile yaratıcının bir ol duğunu ve bu kâinatın haddi zatında Allah’tan koptuğunu veya bu mevcûdatın Allah’ın bir görünen sureti olduğunu kabul etmektedirler. Müslümanın nazarında ***********Bismillahirrahmanirrahim
Kul hüvallâhü ehad.
Allâhüssamed.
Lem yelid ve lem yûled.
Ve lem yeküllehû küfüven ehad.
Sonsuz kerem ve rahmet eden Allah 'ın adıyla (okumaya başlıyorum.)
1. (Biz her çağın müslümanına şöyle diyoruz) De ki: Mutlak varlık olan Allah tektir.
2. Kendisine herşeyin muhtaç olduğu Allah, (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan mutlak bir varlıktır).
3. O, ne doğurdu, ne de doğuruldu.
4. (Vasıflarına) hiçbir ortağı da yoktur.
Bu ayet vardır.
«Doğrusu gökte ve yerde ne varsa O’nundur. Hepsi de emrine İtaat ederler...»
***********************************
İlâhî irâdenin teveccühü beşer idrâkinin anlayamıyacağı ve kavrıyamıyacağı bir keyfiyetle yerini bulur. Çünkü bu mevzular insan idrâkinin tâkâtı dışındadır. O halde bu sırrın künhüne vakıf olmak için, hiçbir kılavuz olmadan bataklığa dalmanın, enerjiyi boş yere sarfetmenin yeri yoktur.
*******************************************
Bizdeki akıl sınırlıdır.sınırlı bir şeyin sınırsız bir şeyi kavraması algılaması imkansızdır.
Kaideye oturmamakta olduğu için.fıtrata uygun olanını alırız.
Kaideye oturmamakta olduğu için.fıtrata uygun olanını alırız.
************************************************************
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=986176751403136&set=ms.c.eJw9y8ENgFAIBNGODAvLAv03pvGLx5fMTCcdIBtuYdd8bjBD8Rus1tR6jn3db5~%3BzWChVghYIraNN08Y1j~_NzkxWibH1~_1w0mPyCN.bps.a.976908858996592.1073741903.100000324607185&type=1&theater
MÜSLÜMANMIYIM --!!!
YanıtlaSilYOKSA KENDİMİMİ KANDIRIYORUM..!!!
(O şeytanlar bunları doğru yoldan çıkardıkları halde bunlar doğru yolda olduklarını sanırlar. Zuhruf-37 )
MÜSLÜMANIM DİYORSAM HZ.MUHAMMEDİN ALLAH TARİFİNİ ALMAM LAZIM DEĞİLMİ.?
https://www.youtube.com/watch?v=MXoGaAKW9tY
MÜSLÜMANLARIN VE KAFİRLERİN ALLAH TARİFİ,TANIMI..SEN BU TARİFİN NERESİNDESİN?
http://namenstraat8bredahollanda.blogspot.nl/2014/10/muslumanlarin-ve-kafirlerin-allah.html
MÜSLÜMANIM KAVRAMININ İÇİNE SAKLANAN MÜŞRİKLİK VE MÜNAFIKLIK ACABA BENDE VARMI.?
Münafıkların Alametleri Nelerdir
https://www.youtube.com/watch?v=uISeE3-iGlk
MÜŞRİK: Allah’a ortak koşan demektir.
Allahu Teala şirk konusunda şöyle buyurmaktadır, mealen:
-“Şüphesiz Allah kendisine ortak koşulmasını bağışlamaz. Bunun dışında dilediğini bağışlar. Allah’a ortak koşan, muhakkak ki, derin bir sapıklığa düşmüştür.” (Nisa- 116)
-“Allah’ı bırakıyorlar da, kendilerine ne fayda, ne de zarar verebilecek olan şeylere tapıyorlar ve “Bunlar bizim Allah katında şefaatçilerimizdir.” diyorlar. De ki, “Siz Allah’a göklerde ve yerde O’nun bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz?” Allah onların ortak koştukları şeylerin hepsinden münezzehtir.” (Yunus -18)
-“O gün ki, hepsini mahşere toplayacağız, sonra da o şirk koşanlara “Haydi yerlerinize! Siz de, ortak koştuklarınız da!” diyeceğiz. Artık aralarını iyice açmışız. O ortak koştukları şeyler, “Siz bize tapmıyordunuz ki.” diyecekler. (Yunus-28)
“De ki: “Allah’a eş tuttuğunuz ortaklarınızdan, önce yaratıp, sonra da onu çevirip yeniden diriltecek var mı?” De ki, “Önce yaratıp, sonra da onu yeniden yaratacak olan Allah’dır. O halde nasıl yoldan saptırılıyor, döndürülüyorsunuz?” (Yunus- 34)
“De ki, “Ortak koştuklarınızdan doğru yolu gösterecek olan var mıdır?” Deki, “Allah, hak olan doğru yola hidayet eder. O halde doğru yola hidayet eden mi kendisine uyulmaya daha layıktır, yoksa kendisine yol gösterilmeyince onu bulamayan mı daha layıktır. O halde ne oluyorsunuz? Nasıl hükmediyorsunuz?” (Yunus- 35)
“Açın gözünüzü! Göklerde kim var, yerde kim varsa hep Allah’ındır. Allah’dan başkasına tapanlar dahi, Allah’a ortak koştuklarına uymuş olmuyorlar, ancak zanna uymuş oluyorlar. Ve yalandan başka bir şey söylemiyorlar.” (Yunus- 66)
Şirkin terim anlamı :
“Rububiyet, ibâdet ve isim ve sıfatlar konusunda Allahu Tealaya ortak veya benzer edinmek demektir.”
Allah Teâlâ Kur’an-ı Kerim’de birçok âyette kendisiyle birlikte eşler edinilmesini yasaklamış ve kendisinin dışında eşler ve ortaklar edinenleri kınamıştır.
Hadis-i şerifte ise Peygamber -sallallahu aleyhi ve sellem- şöyle buyurmuştur:
-“Her kim, Allah’ın dışında birisine yalvarıp yakararak O’na eş koşar bir halde ölürse, cehenneme girer. Her kim de Allah’ın dışında birisine yalvarıp yakarmaksızın O’na eş koşmadan ölürse, cennete girer.” ( Buhârî, hadis no: 4497, Müslim, hadis no: 92 )
Kur’an’ın ayetlerine kendi kısır akıllarına göre anlam vererek kendilerini Müslüman sanan ve gerçek tevhid ehli olan mutasavvıfları şirkle itham eden sapkınlar aslında, kendileri şirkin batağında olduklarından bihaberdirler. Onlar gerçekten şirkin ne olduğunu bilselerdi, günde 70 kez imanlarını yenilerlerdi.
Ehl-i Mutasavvıflar ortak koşmak anlamına gelen şirkin iki türlü olduğunu bildirmişlerdir. Bunlar gizli ve açık şirktir.
Açık Şirk: Heykellere, cinlere, şeytanlara, Allah’tan başka kendisinde ilahi bir kudret olduğu sanılan herhangi bir kimseye, şeyhlere, papazlara, kahinlere, krallara ve putlara tapmaları veya Hz. İsa’ya -haşa – Allah’ın oğlu demeleri ve bunlara ilah diye tapmalarına açık Şirk denir.
Bu muhasebeyi yaptıktan sonra ben kim olduğumu tanımlayabilirim.
Andolsun, insanlar içinde, müminlere en şiddetli düşman olarak Yahudiler ve müşrikleri bulursun.
YanıtlaSilMaide-82
Andolsun, insanlar içinde, müminlere en şiddetli düşman olarak Yahudiler ve müşrikleri bulursun.
YanıtlaSilMaide-82
Açalım biraz.Bu müşrik denenler Müslüman olduğunu söyleyenlerin içinde olanlardır.yoksa bunlar ay'dan gelmiş ayrı bir yaratık cinsi filan değildir.
Yahudiler belli zaten çibilliyetsizlikleri dışına vurmuş kişiler.Bu müşrikler gizli şirk gibi..(Aslında mümine değiller.onlar Allah'ın vermiş olduğu ferasetle bakarlar olaylara)
BU GÜNKÜ MÜSLÜMANIM DİYENLERİN ÇOĞU İŞTE BÖYLE..!!!
YanıtlaSilNİYE YAŞADIKLARINI FİLAN BİLMİYORLAR..!
https://scontent-ams2-1.xx.fbcdn.net/hphotos-xta1/v/t1.0-9/12002927_984396111581200_4767866144756865643_n.jpg?oh=7d0790554f14c565cba05c4f6d7d3a67&oe=5667596D
Bizim "La İlahe İllallah"ımızda Ne Problem Var ?
YanıtlaSil-Dinimi nasıl öğrenebilirim
emin olmayan bir yoldur ve yalnız başına bırakılırsa kökleşen bir imana götürmez. Vicdan çok defa insanın inandığı şeylere, aslı olmayan bir takım şeyler katar, inandığı şeylerin ayrılmaz birer vasfı olarak zihinde canlandırır. Bu yüzden küfür ve sapıklığa düşer. Putlara tapma, hurafeler ve batıl sözler ancak vicdanın yanılmasının ürünüdür. Bundan dolayı İslâmiyet vicdanı, iman konusunda tutulacak yol olarak tek başına bırakmamıştır. Ta ki Allah'a, (ilahlığa) zıt sıfatlar vermesin, yahut O'nun maddi şeylerle cisimleşebileceğini mümkün sayıp veya maddi şeylere ibadet etmekle O’na yaklaşma imkanını tasavvur edip de neticede küfre, şirke yahut hakiki imanın asla kabul etmediği kuruntu ve hurafelere götürmesin. Bu yüzden İslâmiyet, aklı vicdanla beraber kullanmayı farz kılmış ve Müslümana, Allah'a iman ederken aklını kullanmayı emredip, inançta taklitten nehyetmiştir. Allah'a iman hususunda aklı hakem kılmıştır. Allahu Teala şöyle buyurmuştur:
"Şüphesiz göklerin ve yerin yaratılışında, gece ve gündüzün birbirini takip edişinde akıl sahipleri için deliller vardır."1
Bundan dolayı her Miislümana, imanı araştırması, tetkik ve derin düşünce ile bulması ve Allah’a iman hususunda kesinlikle aklı hakem kılması vacib olmuştur. İnsanın kanunlarını istinbat ve yaratıcısına iman için kainata bakmaya davet edilmesi, Kur'anı Kerim'in çeşitli surelerinde yüzlerce defa tekrar edilmektedir. Bunların hepsi, insanın aklî yeteneklerine yöneltilmiş olup, iman akıldan ve delilden doğsun diye, derin ve aydın düşünceye çağırmakta ve babalarından gördüğü şeyleri hiç düşünmeden, incelemeden, ne derece hakikat olduğuna kanaat getirmeden kabul etmekten sakındırmaktadır. İşte İslâm’ın istediği iman budur. Bu iman, o koca karı imanı diye adlandırılan iman değildir. Bu, ancak derin derin, enine boyuna düşünüp sonra da bu enine boyuna ve
*************************
1-Ali İmreni: 190
https://www.youtube.com/watch?t=4&v=Ji14QI0aj18
https://www.youtube.com/watch?v=MXoGaAKW9tY
Şimdi Henkle konuştum,
YanıtlaSilSenin yaratıcın ,ahiretin,hizmetindeki herşey benimde aynı değilmi?
Evet diyor.
Peki biz insanlara,Yaratıcının göndermiş olduğu elçide aynı değilmi?
Evet diyor.
O zaman yaratıcıdan gelen son elçi peygamber hz.Muhammed olduğuna göre onun getirmiş olduğu kitabı Kuran’ı okuyup anlayıp tatbik ettiğimiz müddetce kalitemiz karıyerimiz yükselir hem bu dünyada hem öbür dünyada diyorum.
Evet diyor.
Bir o değil herkez evet diyor.ama yapmıyor.nefsini dinliyor.
Bu şemayı biraz açtıkmı.Kelimelerin Manalarını bilerek konuşmak kaidelerin gerçeği.Manasına uygun fiil yapılmıyorsa o abesle iştikaldir.yani boş demektir.
O zaman bu gün müslümanım deyip la ilahe illallah muhammedin resulullah diyenlerin ezici çoğunluğu abesle iiştigal etmektedir.
***************ÖNEMLİ**************MÜSLÜMANIN BİLMESİ GEREKEN ŞARTLARDAN İLKİ.*******************ŞİRK,********************
YanıtlaSil«O, pak ve münezzehtir. Doğrusu göklerde ve yerde ne varsa O’nündür. Hepsi de O’na itaat ederler.
********************************
Allah göklerin ve yerin yaratanıdır. Bir şeyi murad edince ona sadece «Ol!» der de oluverir.»
*************************************
İşte burada, İslâm’ın tam ve mükemmel olan Allah akidesine ve yaratanla yaratılanlar arasındaki alâkalar mevzuuna ulaşıyoruz. İslâm’ın koyduğu tasavvurlar bu hususlarda en yüce ve en vazıh hükümlerdir... Bütün kâinat: «Ol der de oluverir.» O emrinde kendisini bulan mutlak ve kâdir bir iradenin teveccühü ile Hâlık-ı Zülcelâlden sudur etmiştir. İlâhî irâdenin herhangi bir varlığın yaratılması için teveccühü, o varlığın hiçbir vasıta, madde ve kuvvet bulunmadan takdir edilen surette mevcut olması için kâfidir... Ancak bizim mahiyetini bilmediğimiz bu İlâhî irâde suduru istenilen o varlığa nasıl ulaşabilmektedir. İşte insan idrâkinin keşfedemiyeceği İlâhî sır buradadır. Zira beşerin takati o sırrı \ idrâk etmeye muktedir değildir. Beşer idrâki onu anlayamaz. ***************Çünkü onun esas vazifesi bu değildir. Beşerin yaratılmasına sebep olan en mühim vazife yeryüzünün hilâfetidir. *********İnsan kendi vazifesini ifa edebilmesi için kâinat kanunlarını keşfetmek mevzuunda Allah’ın verdiği kudret miktarında onlardan istifade edebilir. İnsanın en büyük hilâfet vazifesi dışında diğer sırları çözebileceği miktarda kâinat kuvvetlerinden faydalanma kudreti verilmiştir...
********************************************************
İslâmî düşünceye göre; yaratan ayrı yaratılanlar apayrıdır. Ve Yaratanın hiç bir benzeri yoktur. İşte burada «vahdet- I v ü c u d » felsefesi tamamen İslâmî tasavvurun dışında kalır. Ve İslâm gayri müslimlerin vahdeti vücud anlayışını tamamen reddeder. Yabancılar vahdeti vücudu mevcudat ile yaratıcının bir ol duğunu ve bu kâinatın haddi zatında Allah’tan koptuğunu veya bu mevcûdatın Allah’ın bir görünen sureti olduğunu kabul etmektedirler. Müslümanın nazarında ***********Bismillahirrahmanirrahim
Kul hüvallâhü ehad.
Allâhüssamed.
Lem yelid ve lem yûled.
Ve lem yeküllehû küfüven ehad.
Sonsuz kerem ve rahmet eden Allah 'ın adıyla (okumaya başlıyorum.)
1. (Biz her çağın müslümanına şöyle diyoruz) De ki: Mutlak varlık olan Allah tektir.
2. Kendisine herşeyin muhtaç olduğu Allah, (hiçbir şeye ihtiyacı olmayan mutlak bir varlıktır).
3. O, ne doğurdu, ne de doğuruldu.
4. (Vasıflarına) hiçbir ortağı da yoktur.
Bu ayet vardır.
«Doğrusu gökte ve yerde ne varsa O’nundur. Hepsi de emrine İtaat ederler...»
***********************************
İlâhî irâdenin teveccühü beşer idrâkinin anlayamıyacağı ve kavrıyamıyacağı bir keyfiyetle yerini bulur. Çünkü bu mevzular insan idrâkinin tâkâtı dışındadır. O halde bu sırrın künhüne vakıf olmak için, hiçbir kılavuz olmadan bataklığa dalmanın, enerjiyi boş yere sarfetmenin yeri yoktur.
*******************************************
Bizdeki akıl sınırlıdır.sınırlı bir şeyin sınırsız bir şeyi kavraması algılaması imkansızdır.
************************************************************
https://www.facebook.com/photo.php?fbid=986176751403136&set=ms.c.eJw9y8ENgFAIBNGODAvLAv03pvGLx5fMTCcdIBtuYdd8bjBD8Rus1tR6jn3db5~%3BzWChVghYIraNN08Y1j~_NzkxWibH1~_1w0mPyCN.bps.a.976908858996592.1073741903.100000324607185&type=1&theater
KAFİRLERİN SÜSGECİ BU SANAL ALEM .! AMA BUNLARIN BİR FAYDASINI GÖREMEYECEK VE İSTEMESELERDE ZAFER İSLAMIN OLACAK.
YanıtlaSil**********************
Vine Politik Fetullah Gülen Full Paket ;
Video Kimliği: gqrgRi3-4ZQ
Kure Yayincilik tarafından 25 Eyl 2015 tarihinde hak talebinde bulunuldu
*****************************************
Video yayından kaldırıldı
1 telif hakkı ihtarınız var.
Bu durum neden oluştu?
Bir telif hakkı sahibi videonuzun, kendi telif hakkını ihlal eden ses veya görsel içerik barındırdığını düşündüğünden videonuzu yayından kaldırmamızı istedi.
Başlık: Vine Politik Fetullah Gülen Full Paket ;
Video kimliği: gqrgRi3-4ZQ
Telif hakkı ihtarı nedir?
Videonuz bir telif hakkı şikayeti nedeniyle yayından kaldırıldığında hesabınıza "telif hakkı ihtarı" adı verilen geçici bir ceza verilir. 6 ay içinde 3 ihtar alırsanız hesabınıza erişiminiz engellenebilir.
Şimdi ne yapmalıyım?
Telif Hakkı Okulu'nu bitirip ihtar süresinin dolması için 6 ay bekleyerek bu ihtarı kaldırabilirsiniz. Bu süre zarfında YouTube'u kullanmaya devam edebilirsiniz ancak belirli özelliklere erişemezsiniz. Daha fazla bilgi
Bunun bir hata olduğunu mu düşünüyorsunuz?
Bir karşı bildirim düzenleyebilir veya telif hakkı sahibinden hak talebini geri çekmesini isteyebilirsiniz. Daha fazla bilgi
“Ne yapabiliriz?” diye sormaktan da yoruluyor insan…
YanıtlaSil“Beğenilmek”(!) istiyorsun… Tamam, hadi beğendik(!) Sonra? Daha paylaştığın(!) sözü anlamayacak bir seviyedesin, ama “beğenilmek”(!) istiyorsun, niye?. Bir fikri, bir düşünceyi, bir ideolojiyi, “resimli sözler” kıvamına indirgemeye utanmıyor musun? Nasıl bir mahlûksun, ne ara türedin, hangi iklimde yetiştin? Madem herşey bu kadar “basitti”, diğer insanlar niye çabaladılar, bedel ödediler, “olmaya” çabaladılar?
https://www.facebook.com/permalink.php?story_fbid=812821699169233&id=100013242319421
Gerçek sorunları farkedemeyen toplumlar küçük sorunlarla oyalanırlar.
YanıtlaSilBu toplumun amentüsü ve diğer bütün ezberleri de yeniden ciddi biçimde tartışmaya açılmalıydı.
Tüm insanlığın kurtuluşu.
Asıl olan. vakanın eşyadaki özellikleri ile olan ilişkileridir.
https://t.co/bHmmwkvFkJ
İddia eden iddiasını ispatlıyamıyorken bu insanla ne dağ devrilir ne dünya feth edilir...!
YanıtlaSilİddia Edenin İspat Külfeti: Herkes, iddiasını hukuka uygun yol ve yöntemlerle elde edilen deliller ile kanıtlamak zorundadır.
https://t.co/YjNrB7MJAa https://t.co/x6nBHznb5C
Gerçek sorunları farkedemeyen toplumlar küçük sorunlarla oyalanırlar.
YanıtlaSilMükemmel bir Arapça bilgisi gerektiren içtihat ümmetin ilerlemesi için gereklidir:
Düşünsel/Zihinsel Anlamda Nabzımız Durmuştur.
Tüm insanlığın kurtuluşu.
Asıl olan. vakanın eşyadaki özellikleri ile olan ilişkileridir.
https://t.co/bHmmwkvFkJ