28 Kasım 2013 Perşembe

Sakın Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz zannetme. Sadece gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne kadar onları tehir etmektedir.

42 — Sakın Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz zannetme. Sadece gözlerin dışarı fırlayacağı bir güne kadar onları tehir etmektedir.
43 — O gün başları kalkmış, gözleri kendilerine dönmeyecek şekilde sabit kalmış, gönülleri bomboş olarak koşup duracaklardır."
Hz. Peygamber hiç bir zaman için Allah'ı kâfirlerin yaptığından gafil sanmamaktadır.
Ama zalimlerin dış görünüşlerine aldanıp, keyif sürdüklerini ve Allah'ın mevcud olan azabının dünya hayatında gelip çatmadığını görenlerden bir kısmı işin böyle olduğunu sanmaktadırlar. Bu ifade
onların son olarak ne zaman kesinlikle vurulup tutulacağını belirtmektedir. O an gelince bir daha ertelemek mümkün olmayacaktır.
Kurtuluş ta imkânsızdır. Korku ve dehşetten gözlerin yerinden fırladığı ve dönmüş olarak hayretten açık kaldığı felaketin endişesinden
heyecana kapılarak hiç hareket etmediği sağa sola oynayamadığı o sıkıntılı ve meşakkatli günde yakalayıverir birden onları. 

Ardından âyeti kerime bu dehşet ve meşakkat içindeki acı ve ıstırapları anlatan bir sahneye yer veriyor. Bu sahnede koşup duruyor onlar. 

Hiç bir şeye bakmıyorlar. Çevrelerinde bulunan hiç bir nesneye göz atmıyorlar. Başlarını kaldırmışlar ama kendi iradeleriyle değil.
Bağlanmışta ondan. Kımıldamaya güçleri yetmiyor bir türlü. 
Korktukları
dehşet ve felaketleri uzaktan görüyorlar ama gözlerini hareket ettirip te onu görmemezlik edemiyorlar. Kalbleri ve gözleri öyle korkmuş ki bomboş. Boş hiç bir şey girmiyor, hiç bir şey huzur vermiyor
onlara.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder