27 Aralık 2013 Cuma

"Kuran ayetlerini mu'minlere rahmet ve şifa olarak indiriyoruz..."(Kafirler de pisikoloji olarak nitelendiriyorlar)

PİSİKOLOJİK HASTALIĞINA ÇARE ARAYANLAR(Gayri müslümlerin diliyle)
"Kuran ayetlerini mu'minlere rahmet ve şifa olarak indiriyoruz..."
Kur'an'da şifa vardır Kur'an'da rahmet vardır Kalblerini İman perdesine akseddirenlerin kalbleri aydınlanır, açılır. Kur'an'daki ruh ve güven onlara aktarılır.
Kur'an'da vesvese, tereddüt vc şaşkınlığı tedavi eden şifalar vardır. Kuran kalbi Allah'a ulaştırır, ona huzur ve sükûn bahşeder, himaye ve emniyet altında olduğunu hissettirir. Hayattan memnun kılar. Allah'ın da kendisinden razı ve memnun olması İçin gerekli
tevcıhatta bulunur. 
Tereddüt, kararsızlık ve vesvese birer  hastalıktır. Bu hastalıkları tedavi eden Kuran elbette ki müminin rahmeti olacaktır..
Kur'an'da heva ve hevesin, kötülüğün, hasedin ve şeytan ığvalarının da şifaları vardır. Bunlar kalbe arız olan âfetlerdendir. Orada hastalık, zaaf, yorgunluk gibi şeyler husule getirerek kalbi harap
ederler. Bu felâketi Önleyen Kur'an elbette ki mü'min için rahmettir.
Tefekkür ve şuurdaki çeşitli yönelişlere istikamet veren Kur'an, bu sahanın hastalıklarını da tedavi der. Aklın haddi tecavüz etmesine fırsat vermez. Faydasız şeylerle enerjisini tüketmesine mani olur ve verimli sahalarda faaliyet göstermesi için ona tam bir hürriyet tanır. Aklın sağlam ve mazbut bir program içinde çalışmasını ister. Onu ifrat ve tefritten alıkoyarak semere verecek bir çalışmaya sevkeder. Bu suretle akıl. kendisine sahip olan şahıs için de hayırlı
ve faydalı bir unsur olarak faaliyet gösterir. Enerjisini faydasız ıstikametlerde değil, verimli ve sağlam istikametlerde harcar. Kur'an bu yönüyle de müminlere rahmettir.
Kur'an'da içtimaî hastalıkların da devası mevcuttur. 
Cemiyetlere musallat olup temellerini sarsan, onlardaki huzur, güven ve emniyeti yok eden hastalıklar Kur'an nizamiyle ortadan kalkar. O zaman
cemiyetler Kuranın sağladığı içtimai huzur ve emniyet içinde yaşarlar. Onun içindir ki Kur'an mu'minlere rahmettir.
Zalimlerin ise sadece kaybını artırır."
Müşrikler Kur'an'daki şifa ve rahmetten istifade edemezler. 
Onlar mü'minlerin Kur'an sayesinde yükselmelerini bir türlü hazmedemezler. İnat ve kibirleri onları mu'minlere karşı taşkınca zulme ve fesade sevk eder. Dünyada Kur'an'ın mensuplarına karşı hep
mağlup, hep ziyandadırlar Ahirette ise küfür ve taşkınlıklarına karşılık elim azaplarla karşılaşacaklardır. Daima ziyan ve kayıptadırlar:
"„ Zalimlerin ise sadece kaybını artırır."
İNSANIN NANKÖRLÜĞÜ
İnsanoğlu şifa ve rahmetten uzak bırakılıp nimet içinde kendi haline bırakıldığı zamanlar şımarmaya başlar. Ne Allah'ı hatırlar ne de O'na şükreder. Başına bir kötülük gelince de Allah'ın rahmetinden ümidini keser ve hayatın yılları zindan olup kendisine kapanır:
83— İnsana nimet verdiğimiz zaman yüz çevirerek yan çizer; başına bir kötülük gelince de ye se düşer.
İnsan, kendisine nimetleri bahşedeni hatırlamaz. O'na şükür ve hamdetmezse o nimetler kendisini şımartır, yoldan saptırır. Allah'a bağlanmayıp O'nun lütuf ve rahmetine sığınmayan, O'na güvenip
İyimser olmayan insanlar bîr kötülükle karşılaştıkları zaman derhal ümitsizliğe düşer, çırpınmaya başlarlar.
İmanın değeri işte burada ortaya çıkmaktadır. 
İyi ve kötü hallerin hepsinde imanın rahmetiyle kuşatılmış olan mü'minler devamlı huzur içindedirler. 
Daha sonra âyeti kerimede, her ferdin vc her
toplumun kendi yol ve seciyesine göre hareket ettiği. Allah'ın bu hareket ve davranışlara göre mukabelede bulunacağı beyan ediliyor:
84 — De ki: "Herkes kendi huyuna, seciyesine göre hareket eder. Rabbiniz kimin en doğru yolda olduğunu hilir."
Bu beyanda gizli bir tehdit vardır. Herkesin takıp ettiği yol ve işlediği amel neticesi ceza veya mükâfatla karşılaşacağı ima edilerek Allah'a giden hidayet yoluna yönelmesi isteniyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder