2 Aralık 2013 Pazartesi

RAŞİDİ HİLAFET İSTİYORUM: "Bir kavim nefislerindekini değiştirmedikçe. Allah...

RAŞİDİ HİLAFET İSTİYORUM: "Bir kavim nefislerindekini değiştirmedikçe. Allah...:
Bu doğru çözüm de ancak; insan, hayat ve kainat hakkında aydın bir düşünce ile sağlanır. 
Bunıın içindir ki; kalkınma ve ilerleme yolunda yürümek isteyenlerin, öncelikle aydın bir düşünce ile bu düğümü doğru olarak çözmeleri gerekir. 
İşte bu çözüm hayatta işlenecek yola ve hayatın nizamlarına ilişkin fikirlerin dayandığı fikrî kaide ve akidedir.
İslamiyet bu büyük problemi hedef almış ve onu insan fıtratına Uygun, akla kanaat, kalbe güven verici bir şekilde çözerek İslâm'a girişi de; bu çözümü akıldan doğan sadık bir ikrar ile kabule bağlı tutmuştur. 
Bundan   dolayı,   İslâm   yalnız  bir  temel üzerine
kurulmuştur ki. o da akidedir. 
İslâm akidesi; Kâinat, insan ve hayatın ötesinde bunların hepsini yaratan bir yaratıcı vardır. Her
şeyi o yaratmıştır, ki O da Allahu Teala'dır. 
Bu yaratıcı, eşyayı yoktan   var  etti.   O'nun   varlığı   vacibdir  (varlığı   zaruri vc kendiliğindcndir), yaratılmamıştır, aksi takdirde yaratıcı olamazdı.
()'nun yaratıcılıkla vasıflanması, yaratılmamış bulunmasını ve Varlığının vacib olmasını gerektirir. Zira bütün eşya, varlıklarını
ona borçludur. O ise hiç bir şeye istinat etmemektedir.

Eşyanın bir yaratıcıya muhtaç olması gereğine gelince: 
Aklın idrak ettiği şeyler insan, hayat ve kainattır. Bunlar sınırlı, aciz, eksik ve başkasına muhtaçtır. Mesela, insan sınırlıdır, çünkü her bakımdan
bir sınıra  kadar gelişir ve bu sınırı geçemez. Kendisi sınırlı olduğu gibi
hayatta  sınırlıdır. Çünkü varlığı sadece ferdidir, hisle müşahede edilen de onun fertte sona erişidir. Kâinat sınırlıdır, çünkü, sınırlı yıldızlar topluluğudur. Her yıldız sınırlı olduğuna göre sınırlılardan teşekkül eden kâinat da açık olarak sınırlıdır. Şu halde insan, hayat ve kainat kesin olarak sınırlıdır. Bunların sınırlı oluşlarına baktığımızda ezeli olmadıklarını görürüz. Ezeli olsaydı, sınırlı olmazdı. O halde
sınırlının bir başkası tarafından yaratılması lâzımdır ki. O; insan, hayat
ve kainatın yaratıcısıdır. Bu yaratıcı ya başkası tarafından yaratılmıştır, ya kendi kendini yaratmış ya da varlığı vacib ve ezelidir.
Başkası tarafından yaratılmış olması batıldır. Çünkü; O zaman sınırlı olur. Kendi kendini yaratmış olması da batıldır, çünkü bir anda hem
kendisinin yaratıcısı ve hem de kendisinin yaratığı olmuş olur ki, bu
imkansızdır. 
Şu halde yaratıcının ezeli ve varlığının vacib olması gerekir ki, o da Allahu Teala'dır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder