"Şüphesiz ki bir millet kendini değiştirmedikçe Allah ta onları değiştirmez.'...
Allah onları muhafızlar ile takipeder. Bu da kendi emrine mebni olarak cereyan eder. Ve bu yoldan kendilerini ve hallerini değiştirip değiştirmediklerini izleyerek bu konudaki hareketlerine göre
üzerlerine düşmesi gereken şeyleri yapar. Şüphesiz ki, Allah bir nimeti veya azabı, bir izzeti veya zilleti, bir yüceliği veya aşağılığı insanlar amellerini, düşüncelerini ve pratik hayatlarını değiştirmedikçe asla değiştirmez. Onların yaptıklarına göre Allah ta durumlarını değiştirir. Her ne kadar Allahüteâlâ daha önceden onların ne yapacaklarını bilmekte ise de üzerlerine terettüp edecek ceza veya mükâfat yaptıklarına göre. olacaktır. Onlara kıyasla yaşadıkları zaman hattâ içerisinde cereyan edecektir.
Doğrusu bu gerçek insanlığın üzerine çok ağır bir mesuliyet yüklemektedir. Allah'ın meşiyeti ve kanunu insanlara yaptıklarına göre muamele etmeyi gerektirmiştir. Onların bu kanunlara uyup uymamalarına göre bu kanun cereyan edecektir. Bu hususta ki hüküm gayet kesin ve açıktır. Asla te'vile mahal yoktur. Bu âyeti kerîme insana mesuliyet yüklemekle beraber insanoğluna yapılan saygının ve verilen değerin de ifadesidir. Çünkü Allah'ın iradesi insanların yaptıkları hareketleriyle Allah'ın iradesinin bir tatbik vasıtası olmasını irade buyurmuştur.
Bu prensip belirtildikten sonra âyeti kerime Allah'ın bir kavmin
durumunu nasıl değiştirdiğini açıklamaktadır. Çünkü onlar —âyetin
metninden de anlaşıldığı gibi— önce kendi hallerini kötüye doğru
değiştirmişler Allah ta onları kötüye çevirmiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder