DEMOKRASİ DİNİ İNSAN FITRATINA UYMAZ..
68 — Söyleneni düşünmediler mi hiç? Yoksa onlara daha önce
geçen atalarına gelmeyen bir şey mi geldi.
69 — Yoksa peygamberlerini tanımadılar da onun için mi inkâr
ediyorlar?
70 — Yahut "onda bir delilik var" mı diyorlar? Hayır onlara o
gerçeği getirmiştir ama çoğu ondan hoşlanmamaktadırlar.
71 — Şayet gerçek onların heveslerine uysaydı; gökler, yer ve
onlarda bulunanlar muhakkak ki bozulup giderdi. Hayır Biz kendilerine öğüt veren bir şey getirdik. Ama onlar öğütlerinden yüz çeviriyorlar.
72 — Yoksa sen onlardan bir ücret mi istiyorsun? İşte Rabbînin
ecri daha hayırlıdır. Ve O rızık verenlerin en iyisidir.
73 — Aslında sen onları doğru bir yola çağırıyorsun.
74 — Ahirete inanmayanlar ise bu doğru yoldan sapmaktadırlar.
Bir kere Hz. Muhammed (S.A.) in Allah'ın elçisi olarak
getirdiği şeyleri reddetmek ve onlardan yüz çevirmek, düşünen birisi için imkânsız şeydir. Zira bütün güzellikler ondadır. Bütün üstünlükler oradadır. Bütün uygunluklara sahihtir. İnsan fıtratına tamamen uyar. İnsan fıtranını kendisine çeker. İnsanın iç dünyasında bütünüyle uygunluk temin eder. Akla gıda verir düşünceye hazine teşkil eder. En üstün yönlere götürür, en doğru sistemlere sahiptir. En sağlam hükümler oradadır. Kısacası insanın fıtri unsurlarına hitap eden, onları besleyen, bütün isteklerine cevap veren ve onu harekete geçiren her şey bu gerçekler içerisinde vardır, "öyleyse söyleneni düşünmediler mi hiç?" Evet işte onların bu gerçeklerden yüz çevirmelerinin sebebi budur. Onları düşünmüyorlar, tefekkür etmiyorlar.
"Yoksa onlara daha önce geçen atalarına gelmeyen bir şey mi
geldi?" de bunun için alışmadıkları, bilmedikleri bir şey getirmiştir
Allah'ın Resulüne o yüzden mi inanmamaktadırlar. Halbuki peygamber tevhit akidesini getirmiştir ki bu art arda gelen bütün peygamherlerin tarihinde görülen bir gerçektir. Tarih boyunca gelmiş olan
peygamberlerin hepsi de aynen bu yüce peygamberin davet ettiği
şeyleri getirmişlerdir.
"Yoksa peygamberlerini tanımadılar da onun için mi inkâr ediyorlar?" Dönekliklerinin ve yalanlamalarının bir sebebi de bu olabilir. Ancak onlar peygamberlerini gerçek mânada tanıyorlar. Onun şahsiyetini biliyor, soyunu tanıyorlardı. Herkesten çok onun vasıflarını biliyorlardı. Doğru birisi olduğunu, emin olduğunu, kabul ediyor, hattâ daha peygamberlik gelmemişken ona «emin» lâkabını veriyorlardı.
"Yahut: "Onda bir delilik var" mı diyorlar?." Nitekim bir takım
beyinsizler böyle diyorlardı. Ancak onlar bu yüce peygamberin mükemmel kâmil bir akla sahip bulunduğunu gayet iyi biliyorlardı.
Zira uzun tarihleri boyunca onun en küçük bir hatasına rastlamamışlardı.
Hiç şüphesiz bu kuşkuların aslı ve astarı yoktu, olması da imkânsızdı. Şu halde onların yüz çevirmelerinin asıl sebebi bir çoğunun haktan hoşlanmamasıdır. Zira hakikatin peşinde koşmak onların yaşadıkları bâtıl hayatın değerlerini ortadan kaldırıyor ve gurur duydukları boş heveslerini kökten yok ediyordu:
Hz. Muhammed (S.A.) in Allah'ın elçisi olarak getirdiği şeyler İnsan fıtratına tamamen uyar
YanıtlaSil68 — Söyleneni düşünmediler mi hiç? Yoksa onlara daha önce
geçen atalarına gelmeyen bir şey mi geldi.
69 — Yoksa peygamberlerini tanımadılar da onun için mi inkâr
ediyorlar?
70 — Yahut "onda bir delilik var" mı diyorlar? Hayır onlara o
gerçeği getirmiştir ama çoğu ondan hoşlanmamaktadırlar.
71 — Şayet gerçek onların heveslerine uysaydı; gökler, yer ve
onlarda bulunanlar muhakkak ki bozulup giderdi. Hayır Biz kendilerine öğüt veren bir şey getirdik. Ama onlar öğütlerinden yüz çeviriyorlar.
72 — Yoksa sen onlardan bir ücret mi istiyorsun? İşte Rabbînin
ecri daha hayırlıdır. Ve O rızık verenlerin en iyisidir.
73 — Aslında sen onları doğru bir yola çağırıyorsun.
74 — Ahirete inanmayanlar ise bu doğru yoldan sapmaktadırlar.
Bir kere Hz. Muhammed (S.A.) in Allah'ın elçisi olarak
getirdiği şeyleri reddetmek ve onlardan yüz çevirmek, düşünen birisi için imkânsız şeydir. Zira bütün güzellikler ondadır. Bütün üstünlükler oradadır. Bütün uygunluklara sahihtir. İnsan fıtratına tamamen uyar. İnsan fıtranını kendisine çeker. İnsanın iç dünyasında bütünüyle uygunluk temin eder. Akla gıda verir düşünceye hazine teşkil eder. En üstün yönlere götürür, en doğru sistemlere sahiptir. En sağlam hükümler oradadır. Kısacası insanın fıtri unsurlarına hitap eden, onları besleyen, bütün isteklerine cevap veren ve onu harekete geçiren her şey bu gerçekler içerisinde vardır, "öyleyse söyleneni düşünmediler mi hiç?" Evet işte onların bu gerçeklerden yüz çevirmelerinin sebebi budur. Onları düşünmüyorlar, tefekkür etmiyorlar.
"Yoksa onlara daha önce geçen atalarına gelmeyen bir şey mi
geldi?" de bunun için alışmadıkları, bilmedikleri bir şey getirmiştir
Allah'ın Resulüne o yüzden mi inanmamaktadırlar. Halbuki peygamber tevhit akidesini getirmiştir ki bu art arda gelen bütün peygamherlerin tarihinde görülen bir gerçektir. Tarih boyunca gelmiş olan
peygamberlerin hepsi de aynen bu yüce peygamberin davet ettiği
şeyleri getirmişlerdir.
"Yoksa peygamberlerini tanımadılar da onun için mi inkâr ediyorlar?" Dönekliklerinin ve yalanlamalarının bir sebebi de bu olabilir. Ancak onlar peygamberlerini gerçek mânada tanıyorlar. Onun şahsiyetini biliyor, soyunu tanıyorlardı. Herkesten çok onun vasıflarını biliyorlardı. Doğru birisi olduğunu, emin olduğunu, kabul ediyor, hattâ daha peygamberlik gelmemişken ona «emin» lâkabını veriyorlardı.
"Yahut: "Onda bir delilik var" mı diyorlar?." Nitekim bir takım
beyinsizler böyle diyorlardı. Ancak onlar bu yüce peygamberin mükemmel kâmil bir akla sahip bulunduğunu gayet iyi biliyorlardı.
Zira uzun tarihleri boyunca onun en küçük bir hatasına rastlamamışlardı.
Hiç şüphesiz bu kuşkuların aslı ve astarı yoktu, olması da imkânsızdı. Şu halde onların yüz çevirmelerinin asıl sebebi bir çoğunun haktan hoşlanmamasıdır. Zira hakikatin peşinde koşmak onların yaşadıkları bâtıl hayatın değerlerini ortadan kaldırıyor ve gurur duydukları boş heveslerini kökten yok ediyordu: