13 Şubat 2014 Perşembe

"Onlar ki inanmışlardır ve Allah'ı anmakla kalbleri huzura kavuşmuştur."

Allah'a bağlılıklarını ve O'na yaklaştıklarını hissetmekle huzura kavuşur onlar. Hakkın yanında bulunmanın verdiği bir emniyet
içindedirler. Yalnızlığın vereceği huzursuzluk ve krizden kurtulurlar. İki yolun ortasında kalmış olmanın verdiği sıkıntıdan uzak olurlar. Yaratılışın hikmetini kavrarlar, başlangıçtaki durumlarını anlayıp nereye gideceklerinden haberdar olurlar... Her tür tecavüzden korunmuş olduklarını bilir, Allah dilemedikçe onlara hiç bir
şeyin fayda veya zarar veremiyeceğini kabul ederler ve bu yüzden
huzurlu olurlar. Allah'ın verdiği musibetlerle denendiklerini kabul
ederek belalara sabrederler. Allah'ın rahmeti, inayeti dünya ve âhirette rızıklarla kendilerini donatmasını bilerek rahmetine güvenirler.
"Dikkatli olun kalbler ancak Allah'ı anmakla huzura kavuşur."...
Allah'ı anmakla mü'minlerin kalblerinin huzura kavuşması gerçeğinin çok derin anlamı vardır ve bunu ancak iman aydınlığından nasibini almış ve Allah'a mülaki olmuş kalbler anlarlar. 
Ne var ki onu bilmeyen ve anlamayanlara kelimelerle aktarmak güç hem de çok güçtür, iletemez kelimeler o anlamları. Bu kalbten kalbe akan bir duygudur. Huzur bulur kalb onunla, sırılsıklam olur hazzından ve oluk oluk emniyetin ve selametin aktığını fiilen hisseder. 
Ve iste o zaman anlar ki, bu kâinatta tek basına değildir. Çevresinde bulunan her şeyin kendisine dost ve arkadaş olduğunu anlar... Çünkü çevresinde bulunan her şey Allah'ın yapısıdır ve o Allah'ın sığınagına iltica etmiştir.
Allah'a yaklaşmanın verdiği ünsiyeti ve huzuru yitirmek kadar
dünya yüzünde acı ve felaket yoktur hiç... Çevresindeki kâinatla ilgisini kesmiş olarak yeryüzünde gezinen kimseden daha betbaht birisi olamaz. Çünkü Allah'a bağlılığını kaybeden kişi bu kopmaz ve
sarsılmaz bağı kaybetmekle bütün kâinatla olan bağlantısını kesmektedir. Bu dünyaya niçin geldiğini ve nereye gittiğini, bilmeden nebati bir hayat yaşayan insandan bahtsız ve daha zavallı kim olabilir? Hayatta değer verilmesi gereken şeylere değer vermesini bilmeyen insandan daha acınacak birisi olur mu? Dünyada dolaşırken her şeyden korkan, en ufak sesten çekinen kimseden daha bahtsız birisi olur mu? Çünkü o kişi kendisi ile kâinattaki varlıklar arasındaki gizli bağlantıyı bilmemektedir. Gittiği yolu tek başına kat'etmek, yapayalnız yollara düşmek ve başıboş olarak yürümek mecburiyetinde olan kimseden daha zavallı kim olabilir? Hiç kimseden yardım almadan bir kılavuzu bulunmadan ve sığınacak bir noktası olmadan savaşmak ve çabalamak zorunda kalacaktır.
Hem hayatta Öyle anlar vardır ki hiç bir insan dayanamaz onlara tek başına. Ve mutlaka dayanacak bîr nokta aramak ve Allah'ın
sığınağına iltica etmek zaruretini hisseder. Ne kadar kuvvetli, ne
kadar metin ve ne kadar dayanaklı olursa olsun mutlaka belini
bir noktaya dayamak ihtiyacını duyar... Hayatta öyle anlar vardır ki
bütün bu dayanak noktaları mahvolur gider de hiç bir fırtınaya karşı koyamaz... Ancak Allah'a güvenenler ve dayananlar her fırtınaya karşı koyabilirler.
"Dikkatli olun, kalbler ancak Allah'ı anmakla huzurlu olur \


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder