5 Şubat 2014 Çarşamba

Senden önce gönderdiğimiz hiç bir resul ve hiç bir nebi yoktur ki bir şeyi arzuladığı zaman şeytan onun arzusuna vesvese karıştırmamış olsun. Allah şeytanın karıştırdığın, giderin Sonra Allah kendi âyetlerini yerleştirir. Ve Allah Alîm dır, Hakimdir.

İbn Ümmi Mektum'un kıssasını verebiliriz: O resulüllah'ın yanına gelerek der ki: "Ey Allah'ın Resulü, Allah'ın sana öğrettiği şeyleri bana oku ve öğret." Bu sırada Hz. Peygamber Muğire oğlu Velid'le meşgul olmaktadır. Kureyşin elebaşlarından olan bu büyük imansızın hidayete gelmesi için çırpınmaktadır. Ama Ummi Mektum âma olduğu için Hz.
Peygamberin onunla meşgul olduğunu görmemekte ve habire kendi
isteğini tekrarlamaktadır. En sonunda Hz. Peygamber onun bu ısrarı karşısında ona iltifat etmemiş ve yüzünü çevirmiştir. Bunun üzerine yüce Allah, kitabında Resulüne hitap etmiştir:
"Yanına kör bir kimse geldi diye peygamber yüzünü asıp çevirdi. Ne bilirsin, belki de o arınacak; Yahut öğüt alacaktı da bu öğüt
kendisine fayda verecekti. Ama sen, kendisini öğütten müstağni gören kimseyi karşına alıp ilgileniyorsun. Arınmak istememesinden
sana ne? Sen Allah'tan korkup sana koşarak gelen kimseye aldırımyorsun. Dikkat et; bu Kur'an bir öğüttür. Dileyen onu öğüt olarak kabul eder." 
Böylece Allah kendi dâvasını sağlam ve hassas ölçülere bağlamış, Hz. Peygamberin Kureyşin elebaşlarını hidayete getirmek ümidiyle çırpınmasını şayet o imana gelecek olursa arkasından birçok
kişinin de imana geleceğini kabul ederek böyle hareketlere tevessül
etmemesini beyan etmiştir. Ve açıklamıştır ki: Islâmın kendi hassas
ve ince ölçülerine göre kendi istikametinde azimle yürümesi o Küre y ş 'in ileri gelenlerinin Müslüman olmalarından çok daha önemlidir. Diğer taraftan böylece bu noktadan itikadî sahaya sızmak isteyen şeytanın hilelerini yok etmiş ve kendi âyetlerini Allah muhkem kılmış, mü'minlerin gönlünü bu beyanlarıyle da huzura erdirmiştir.
Bundan sonra Hz. Peygamber İbn Ümmi Mektum'u
her gördüğü yerde hürmetle karşılamış ve "Merhaba Ey Rabbimin
beni kendisinden ötürü itap ettiği kişi" diye mukabele etmiştir. Her
seferinde bir ihtiyacı  olup olmadığını  sormuş ve iki defa da onu
M e d i n e 'de kendi yerine vekil olarak bırakmıştır.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder