8 Şubat 2014 Cumartesi

Ve Allah yolunda hakkıyle cihat edin. O sizi seçmiş ve babanız İbrahim'in yolu olan dinde sizin için bîr zorluk kılmamıştır. Daha önce peygamberlerin size sahit olmasi, sizin de insanlara şahitler olmanız İçin size Müslüman adını veren odur. Şu halde namaz kılın, zekât verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin sahibiniz. Ne güzel sahip ve ne güzel yardımcıdır.

78 — Ve Allah yolunda hakkıyle cihat edin. O sizi seçmiş ve babanız İbrahim'in yolu olan dinde sizin için bîr zorluk kılmamıştır.
Daha önce peygamberlerin size sahit olmasi, sizin de insanlara şahitler olmanız İçin size Müslüman adını veren odur. Şu halde namaz kılın, zekât verin ve Allah'a sarılın. O'dur sizin sahibiniz. Ne güzel sahip ve ne güzel yardımcıdır.
Bu İki âyetle de Allah'ın İslâm ümmetine çizdiği yol bütün genişliği ile belirtmektedir. Yüklenen görevin özeti anlatılmakta. Müslümanlar için takdir olunan yerin seviyesi gösterilmekte ve Allah nizamına uygun olarak yürüyen Müslümanların geçmişteki kökleriyle yaşadıkları zamanda ve gelecekteki dalları birleştirilmektedir.
önce inananların rüku ve secde etmesini bildiren bir emirle başlıyor. Bilindiği gibi rüku ve sücud namazın en bariz esaslarıdır. Ve
bununla kaslolunan namaz kılmaktır. Âyeti kerime namaza belli bir
şekil vermek için onu hareketleriyle canlandırıyor, görülen bir şekil, izlenen bir resim haline getiriyor. Çünkü bu tür ifade tarzı hem
daha geçerli hem de duygulandırın olmak bakımından daha güçlüdür. Bunun ardından ibadetle ilgili umumî bir emir geliyor. Fakat bu emir namazdan daha şümullü oluyor. İbadet Allah'ın koyduğu bütün farzları içine alacağı gibi, ferdi Allah'a yönelten her hareketi,
her davranışı ve her fiili de içine alır. İnsanoğlu kalbini Allah'a yönelttikçe hayatında yaptığı her hareketin ibadet haline dönüşmesi
mümkündür. Hattâ hayatın nimetlerinden istifade ettiği bazı eğlence ve zevk anları bile bir ibadet haline gelir ve onun için sevap yazılır. Binaenaleyh insan Allah'ın kendisine verdiği her nimette O'nun
adını anmalıdır. Emrini yerine getirmeli ve ibadet niyetiyle yapmalıdır. İşte o zaman yapılan hareketler temelden değişerek ibadet ve sevap haline dönüşür. Fakat bu dönüş; şeklin değişmesinden ziyade niyet ve maksadın değişmesidir.
Âyet, sonunda umumi hayır işlerinin yapılmasını, Allah'a ibadetle birlikte insanlara karşı da iyi muamelede bulunulmasını belirten bir hükümle son buluyor.
Müslümanlara bunlar emredilirken bu vesileyle kurtulacakları
da bildiriliyor. Zira bunlar kurtuluşun sebepleridir. Çünkü İnsan ibadetle Allah'a bağlanır. Hayatını değişmez prensiplere göre ayarlar
ve doğru yolu bulur. Hayır fiilleri İse toplum hayatını iman ve temizlik esaslarına göre tanzim eder ve yönetir.
İslam ümmeti Allah'a bu şekilde bağlanarak hayatını ve iç dünyasını tanzim ettikten sonra, bu yorucu meşakkatlere göğüs gerecek
hale gelince işte ilahi emir varit oluyor:
"Ve Allah yolunda hakkıyla Cihad edin." Bu ifade son derece
alemşümul, ince ve derin manalar ihtiva ediyor. Çok mühim bir görevi yüklüyor omuzlara. Ki bu görev son derece hazırlıklı olmayı
gerektirir...
"Ve Allah yolunda hakkıyle cihat edin." Allah yolunda cihat
düşmanlarla cihat etmeyi, nefisle cihat etmeyi, serle cihat etmeyi,
bozgunculukla cihat etmeyi içine alır. Ve butun bu noktalarda cihat
aynıdır.
"Ve Allah yolunda hakkıyla cihat edin." Zira sizi bu büyük vazifeye hazırlayan ve kulları arasından seçen Allah'tır: "O sizi seçmiş." Bu seçim işi de sorumluluğun büyümesine ayrı bir güç katıyor. Ve bu görevden kaçmak için hiç bir sebep bırakmıyor. Zaten bu göreve seçilmek Allah'ın İslâm ümmetine bir ikramıdır. Buna şükürle mukabele etmek ve onu iyice ifa etmek icap eder.
Bu mükellefiyet Allah'ın rahmetıyle kuşatılmıştır. "Ve dinde
sizin için bir zorluk kılmamıştır." Bu din bütün mükellefiyetleri, ibadetleri ve prensipleriyle insan fıtratını ve kabiliyetini göz önünde
bulundurmuş ve o fıtratın ihtiyaçlarına cevap verecek şekilde hükümler koymuştur. İnsan takatinin hududunu aşmayacak ve onu her zaman yapıcılığa, yüceliğe yöneltecek hükümler koymuştur. Bunun
için insan fıtratı gizli bir buhar halinde bu prensipler içerisinde mahkûm kalmaz veya azgın hayvanların boşanışı gibi boşalıp gitmez.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder