8 Şubat 2014 Cumartesi

Onlara âyetlerimiz apaçık olarak okunduğu zaman küfredenlerin yüzlerinden küfürlerini anlarsın. Nerdeysc kendilerine âyetlerimizi okuyanlara saldıracaklar. De ki: "Size bundan daha fenasını haber vereyim mi? Ateş. Allah onu küfredenlere vaadetmiştir. Ve ne kötü bir dönüştür.

72 — Onlara âyetlerimiz apaçık olarak okunduğu zaman küfredenlerin yüzlerinden küfürlerini anlarsın. Nerdeysc kendilerine
âyetlerimizi okuyanlara saldıracaklar. De ki: "Size bundan daha fenasını haber vereyim mi? Ateş. Allah onu küfredenlere vaadetmiştir. Ve ne kötü bir dönüştür."
Onlar delile delille karşılık vermiyorlar. Gerçeklere gerçekle
mukabele etmiyorlar. Hiç bir delile dayanmadıklarını, köklü bir
bilgiye sahip bulunmadıklarını görünce başlıyorlar şamataya ve
onun yerine kaba kuvvete, sindirme metotlarına baş vurmaya. Bu
her zamanki azgınların âdetidir. Delile delille karşılık veremedikleri zaman başlarlar kaba kuvvete ve sindirme taktiklerine baş vurmaya. Kendilerine söylenen gerçeği dinlemezler. Çünkü kaba kuvvetten başka savunacakları hiç bir şeyin bulunmadığını bilirler.
İşte bunun için Kur'anı kerim onları en korkunç azaplarla tehdit ediyor. "De ki, size bundan daha fenasını haber vereyim mi?"
Yaptığınız şu hareketlerden ve sindirmek için başvurduğunuz bu kaba kuvvetten daha kötüsünü size bildireyim mi?... "Ateş..." İşte onların azgınlığına ve hayasızlığına uygun düşen en güzel cevap...
"Ve ne kötü bir dönüştür o."
EY İNSANLAR KULAK VERİN ŞU MİSALE!
Bilâhare dış dünyada bütün insanlığa yapılan bir açıklama yer
alıyor. Bu açıklama son derece yüksek sesle yapılarak ilân ediliyor.
Ve onların tanrı olarak tapındıkları ilâhların güçsüzlüğü açıklanıyor. O zalimlerin yardım diledikleri, o azgınların dayandıktarı tanrılar da bunlar arasında. Bunların güçsüzlüğü bir misâl verilerek
açıklanıyor. Ve bu misâl hareketli, canlı tablolar halinde kafaları ve
gözleri dolduran, kafalara ve gözlere hitap eden tasvirler biçiminde
açıklanıyor. Bu tablolarda onların güçsüzlüğü ve gülünç durumu son
derece üstün bir şekilde tasvir ediliyor:
73 — Ey insanlar bir misâl verilmektedir. Şimdi onu dinleyin:
Şüphesiz ki sizin Allah'ı bırakıp ta taptıklarınız bir araya gelseler bir sinek bile yaratamazlar. Ama sinek onlardan bir şey kapsa onu kurtaramazlar. İsteyen de âciz. istenen de âciz.
Bu âlemşümul bir çağırıdır. Sesi çok uzaklara varan bir tebliğdir. "Ey insanlar!" İnsanlar bu çağırıya uyarak toplandıkları zaman
bir misâl ile karşı karşıya bulundukları kendilerine açıklanıyor, özel
bir durum veya bir hal yok. Sadece umumî bir örnek veriliyor kendilerine: "Bîr misâl verilmektedir, şimdi onu dinleyin." Bu misalde bir genel kaide ve bir gerçek anlatılmaktadır. "Şüphesiz ki sizin Allah'ı bırakıp ta taptıklarınız bir araya gelseler bir sinek bile yaratamazlar." Allah'tan başka tapındığınız o ilâhların hepsi taşlar, ağaçlar, yontulmuş heykeller ve putlar, kişiler, sistemler ve nizamlar, putlaştırılan her şey, Allah'tan başka tapındığınız, güvendiğiniz, dayandığınız, yardımını istediğiniz makam ve mertebeye ulaşmak için tavassutunu istediğiniz şeylerin hepsi, hepsi... "Bir araya gelseler bîr
sinek bile yaratamazlar." Sinek en küçük en basit bir varlıktır. Ama
bakın ki sizin tanrılığını kabul ettiğiniz o şeylerin hepsi bir araya
gelip birbirlerine destek olarak toplansalar o çok küçük, o pek değersiz zavallı varlığı bile yaratacak güce sahip değiller.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder