11 Nisan 2014 Cuma

Bilakis o kendilerine ilim verilenlerin gönüllerinde yerleşen apaçık âyetlerdir. Zalimlerden başka kimse âyetlerimizi inkâr etmez.

49 — Bilakis o kendilerine ilim verilenlerin gönüllerinde yerleşen apaçık âyetlerdir. Zalimlerden başka kimse âyetlerimizi inkâr etmez.
Allah'ın ilim verdiği kimselerin göğsünde apaçık delilleri vardır
bu kitabın. Onlar meseleyi girift bir hale sokmazlar. Şüphe duymazlar. Onun delillerini kendi içlerinde apaçık görürler. Kalben ona güvenirler ve bir daha başka delil aramazlar. Çünkü o bizzat delildir.
Bu isme lâyık olan bilgi işte asıl göğüslerde yerleşen, kalblerde yer
eden ve oradan çevreye dağılarak yolları aydınlatan ve essiz tele
bağlayan bilgidir: "Zalimlerden başka kimse âyetlerimizi inkâr etmez." Ancak gerçekleri değerlendiremeyen, meseleleri tanzim edemeyen, doğru yoldan sapan zalimler âyetlerimizi inkâr ederler.
50 — "Rabbinden ona âyetler indirilmeli değil miydi?" derler.
De kî: "O âyetler ancak Allah nezdindendir. Ben sadece apaçık bir
uyarıcıyım."
Bununla daha önceden beşeriyetin çocukluk dönemlerindeki risaletlerin yanı sıra gelen maddi cinsten harikaları kastediyorlardı.
Halbuki bu risalet en son risalet İdi ve daveti kime ulaşırsa davet
tarzında bizzat mesnedi yer ediyordu. Garibliklerini kimsenin bilemeyeceği ve hazinelerini gelip geçen bütün nesillere açık bulunduran, ilim erbabı katında apaçık delilleri bulunan ve kendilerine bilgi
verilmiş olanların okudukça yeni harikalarla karşılaştıkları, düşündükçe yeni mucizeler gördükleri bu kitabı mübinin okunması en
büyük bir mucize olarak gelmiştir onlara:
De ki: "O âyetler ancak Allah nezdindendir." Gerektiği zaman
kendi takdir ve tedbirine göre açıklar. Ben Allah'a bir şey ima edemem. Bu ne benim şanıma yaraşır, ne de edebime: "Ben sadece apaçık bir uyarıcıyım." Uyarırım, açıklarım, sakındırırım ve üzerime
düşen görevimi böylece yaparım. Gerisi Allah'ın irade ve tedbirine
bağlıdır.
Böylece peygamber akideyi her türlü şüphe ve. evhamdan sıyırmaktadır. Peygamberin hududunun nereye varacağını göstermekdedir. Peygamber insanlar arasından seçilmiş bir insandır. Kahhar
olan Allah'ın sıfatları ile peygamberlik birbirine kanştırılmamalıdır. Maddi cinsten harikaların gösterildiği risaletlerde peygamberin
çevresinde uçuşan şüphe bulutları kalkmalıdır. Nitekim bu şüpheler yüzünden peygamberler insanların hissinde hurafe ve evhamla
karışarak çeşitli sapıklıkların doğuşuna sebep olmuştur.
Şu harika isteyenler Allah'ın bu Kur'an'ı indirmekle kendilerine ne büyük lütuflarda bulunduğunu takdir etmekten habersizdirler:
51 — Kendilerine okunan bu kitabı sana indirmiş olmamız onlara yetmiyor mu? Bunda inanan kavim için ibret ve rahmet vardır.
Onlar Allah'ın kendilerine lütfettiği nimetin şükrünü bilmek-
ten âciz, takdir gücünden yoksun şımarıklardır. Yoksa bu Kuranı
mübin ile göklerde hayat sürmeleri kendilerine yetmez mî? 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder