4 Nisan 2014 Cuma

Dediler ki: "Seninle beraber doğru yolda gidersek yerimizden oluruz.

Onlar peygamberin doğru yolda olduğunu inkâr etmiyorlar ama
yerlerinden olmaktan korkuyorlar. Ve Allah'ı unutuyorlar. En büyük muhafızın, en iyi koruyucunun Allah olduğunu ve onlar Allah'ın himayesine girdikleri takdirde yeryüzünün hiç bir gücünün
kendilerini yerinden alamayacağını, Allah'ın darbesine maruz kaldıkları takdirde de yeryüzünde hiç bir gücün kendilerine sahip çıkamayacağını hatırlamıyorlar. Çünkü kalblerine iman girmemiş henüz. Eğer yürekleri imanla dolmuş olsaydı güçler konusundaki görüşleri değişecek, meseleleri takdir hususundaki düşünceleri farklı
olacaktı. Ve o zaman anlayacaklardır asıl emniyetin ancak Allah
katında olduğunu ve asıl korkunun da Allah'ın hidayetinden uzaklaşmakta bulunduğunu. Hem bilmiyorlardı hidayetin ilâhi güçle alâkalı olduğunu, izzet ve yücelikle münasebeti bulunduğunu ve bu sözün kalbleri rahatlatmak için değil çok köklü ve derin menşei bulunduğu için söylenmiş olduğunu. Çünkü Allah'ın hidayetine uymak demek kâinat kanunları ve kuvvetleriyle işbirliği yapmak demekti.
Mevcudatın hayat boyu insanın emrine teshir edilmesi demekti. Çünkü bu kâinatı yaratan ve istediği kanunlara göre idare eden Allah'tı. Allah'ın hidayetine uyan kimse ise bu yeryüzündeki sınırsız
güçlerden yardım alır ve destek bulurdu. Günlük hayatında çok
sağlam direklere belini dayardı.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder