27 Mayıs 2014 Salı

BAŞKASININ GÜNAHINI ÇEKMEK

18 — Günah işleyen hiç bîr kimse, başkasının günahını çekmez. Günah yükü ağır olan kimse, onun taşınmasını istese, yakını
bulunsa bile, yükünden bîr şey taşınmaz...
"Kim temizlenirse ancak kendisi için temizlenmiş olur. Nihayet
dönüş Allah'adır."
Mesuliyet ve cezanın ferdî oluşu gerçeğinin hem ahlâk anlayışında hem de tatbikat safhasında kesin ve bariz bir tesiri vardır.
Her ferdin, ancak kendi amelinin karşılığını göreceğini, başkasının
yaptığından sorumlu olmayacağını bilmesi onu devamlı çalışmağa
sevkeder, hesaba çekilmeden önce kendi nefsini hesaba çekerek tam bir uyanıklık içinde vezifesini yapar. Her hangi bilinin kendine fayda sağlıyacağı veya günahından bir kısmını yükleneceği yolundaki aldatıcı emel ve hayallerden uzak kalır. Üstelik emniyet ve huzur içinde çalışır. Çünkü toplumda işlenen suçlardan kendisinin sorumlu olmadığını ve şahsen yaptığı güzel amelinin boşa gitmeyeceğini bilmektedir. Kendisi cemiyetin eğitim ve İslahı ve onu sapıklıktan
kurtarmak için elinden geleni sarfetmiş, şahsına düşen vazifeyi yerine getirmiştir.
Yüce., Allah insanları bir liste halinde toptan hesaba çekmeyecektir. Onları bir bir huzuruna çağırıp teker teker hesabını görecektir. Herkes ameline göre ve mükellef olduğu vazifesi dahilinde
sorumlu olacaktır. Müslüman insanın vazifelerinden biri de dilinin
döndüğünce nasihat etmek ve bütün gücüyle İslah etmeğe çalışmaktır. Eğer payına düşen bu vazifeyi yapmışsa, içinde yaşadığı cemiyette işlenen suçlardan sorumlu değildir. Keza çevresindekilerin,
cemiyetin iyi olması, eğer kendisi iyi değilse ona hiç bir menfaat
sağlamaz. Allah kullarını, dediğimiz gibi topyekûn hesaba çekmeyecektir.
Bu gerçeği Kur anı Mübîn kendine mahsus üstün üslûbu ile
tasvir etmekte ve okuyup dinleyenlere karşı yaptığı tesir çok kuvvetli ve derin olmaktadır, şöyle ki: Herkes kendi yükünü yüklenmiştir; hiç kimse başkasının yükünü yüklenmeyecektir. Omuzladığı
yük kendine ağır gelip de onun birazını taşıması için yakınlarının
en yakınını yardıma çağırsa bu ricasını yerine getirip, yükünü hafifletecek hiç bir kimse bulamayacaktır.
Bu bir kervan manzarasını andırmaktadır. Kervandaki her kişi
kendi zati eşyasını yüklenmiş yoluna devam etmekte... Nihayet
kervan mizan ve başındaki tartıcıların önüne gelip durur. Kervandakilerin yüzlerinde yorgunluk ve bitkinlik işaretleri okunmakta.
Herkes kendi eşyasını muhafazaya çalışmakta, uzak yakın kimsenin yüzüne bile bakmaya fırsat bulamamaktadır.
Bu ağır yüklü ve yorgun kervanın manzarası içinde Allah'ın
Rasulüne şu bitap yöneltiliyor :
"..Sen ancak görülmediği halde Rablerinden korkanları, namazı dosdoğru kılanları sakındıracaksın..."
Çünkü bu gibilere ancak ikazın faydası dokunur. Bunlar görmedikleri halde Rablerinden korkan, namazlarını kılan, ibadet taatta devam ederek Yüce Yaratıcılarıyle alâkalarını sürdürenlerdir.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder