27 Ağustos 2014 Çarşamba

De ki: “Şüphesiz Rabbim kimi dilerse onun rızkını genişletir. Bir ölçüye göre verir. Fakat insanların çoğu bilmezler.

36 — De ki: “Şüphesiz Rabbim kimi dilerse onun rızkını genişletir. Bir ölçüye göre verir. Fakat insanların çoğu bilmezler.
Bu mesele, rızkın genişletilip daraltılması, dünyanın mal ve ziynetine sahip olmak, yahut bunlardan mahrum kalmak meselesi, çok kimselerin kalbini kurcalamakta, kafasını yormaktadır. Sebebine gelince: Bazen dünya, şer ve batıl ehli kişilerin yüzüne güler; hayırlı, haklı ve sâlih olan bir çokları ise onun bazı nimetlerinden mahrum kalır. Bu vaziyeti gören bir kısım insanlar şu kanaate sahip olurlar: Allah, dünya nimetlerini ancak sevdiği kullarına bolca ihsan eder, insanların kimi de, hayır, hak ve iyilik gibi mefhumların gerçek değerini tayinde şüpheye düşerler; çünkü kendilerini onlardan veya bir kısmından mahrum olarak görüyorlar.
Bu şüphe ve tereddütlerden tamamen kurtulmak için Kur’anı kerim, dünya hayatının geçici mal ve ziynetiyle, Allah nazarında kı, hikmet ve iradesiyle dilediğine genişletip, dilediğine daraltmakta olduğunu, rızık ve kısmet dağıtımının, O’nun hoşnutluğu ve hışmıyle hiç bir alâkası olmayan apayrı bir mesele olduğunu açıklıyor. Allahu-teâlâ, razı olduğu kuluna verdiği gibi, hışmına uğrayan bir kimseye de bol bol rızık verebilir. Keza Yüce Allah, bazı iyi kullarının rızkını daralttığı gibi, kötü ve şerli kullarınınkini de daraltır. Bunlar tabii şeylerdir. Fakat bunların sebep ve gayeleri, hepsinde aynı değildir.
Meselâ bir takım kötü kimselere Allah bol bol verir ki, kötülüğü, şımarıklığı ve fesadı artsın da günah ve hata dağarcığı dolsun, sonra da dünya veya âhirette, hikmet ve takdiri nasılsa cezasını çeksin! Bir kısmını da mahrum eder ki, kötülüğü, suçu, isyanı artsın, feryat ve figan içinde kalarak Allah'ın rahmetinden ümidini kesip bu suretle katmerli azaba duçâr olsun...
Allahuteâlâ iyi kullarına da bol rızıklar ihsan eder ki, hayır ve hasenatta bulunsun, salih ameller işlesinler diye.. Eğer bu gibilerin rızkında genişletilme olmasaydı, o hayırlı işleri yapmaları mümkün olmazdı. Hem kendilerine, hem de başkalarına Allah’ın verdiği bu mal ve servet nimetiyle iyilik ve ihsanlarda bulunup, Rablerinin lütfettiğine kalbile, lisan ile ve iyi harekette bulunmakla şükretsinler ve böylece defterlerini sevaplarla doldurarak yarın kıyamet gününde mükafâtını alsınlar için.
Bu salih kullarını da bazen mahrum eder ki, mahrumiyete karşı sabırlarını denemek, Rablerine karşı güven ve ümitleri, takdir ve taksimine olan emniyet ve itimatları ve yalnızca Rablerinin rızasını hayatlarının tek gayesi bilip bilmediklerini tebarüz ettirmek için. Yüce Allah’ın rızası en hayırlı ve daimi fayda verecek olandır. Allah’ın salih kulları bu sayede kat kat sevaba, ebedî cennet, nimet ve cemale ererler.
önemli olan şudur: Rızık ve kısmetin genişletilip daraltılma sebepleri gerek kulların bazı amellerinden, gerekse Allah’ın hikmetlerinden olsun, bu, müstakil bir meseledir. Mal, mülk servet, evlât ve sair dünya nimetlerinin, Allah katında bir kulun geri veya üstün olduğuna delil teşkil edecek değerlerden uzak olduğudur.
Ancak bu gibi haller, nasibi az veya çok olan kulların tasarruflarına bazen bağlıdır. Mesela Allah bir kula mal, evlât verip de o da onları güzelce terbiye edip yetiştirirse, sahip olduğu nimeti iyiye kullanmasının mükâfatı olarak Allahuteâlânın kat kat sevabına mazhar olabilir. Fakat, bu mal ve evlâdın kendisi değildir kişiyi Rabbinin rızasına kavuşturan. Kulların mal ve çocuklarındaki tasarruf şekilleridir sevab - günah ölçüsü :
3- Sizi huzurumuza yaklaştıracak olan ne mallannız, ne evlâtlarınızdır. Ancak iman edip de iyi amelde bulunanlar müstesna. Çünkü onlar için, yaptıklanna mukabil kat kat mükâfat vardı. İşte onlar yüksek derecelerde, güven içindedirler.
38-Âyetlerimizi hükümsüz bırakmak için yarış edercesine çalışanlar, işte onlar, azapla yüz yüze bırakılacaklardır.
Sonra Cenabı Hak rızkın genişliği darlığı meselesinin, başka bir hikmete bağlı olduğu hususunu tekrarlamakta, Allah yolunda sarfedilenin, âhirette faydası görülecek azık ve hazırlıklar olduğunu teyit etmektedir ki, bu hakikatler açıkça ve iyice kalblere yerleşsin:
39- De ki: “Gerçekten Rabbim kullarından kimi dilerse onun rızkını genişletir. Ve ona bir ölçüye göre verir. Hayır namına ne sarfederseniz O, bunun ardından (daha iyisini) lütfeder. O, rızık verenlerin en hayırlısıdır.
sebe-

1 yorum:

  1. 36 — De ki: “Şüphesiz Rabbim kimi dilerse onun rızkını genişletir. Bir ölçüye göre verir. Fakat insanların çoğu bilmezler.
    sebe-

    https://www.facebook.com/video.php?v=788509731169840&set=vb.100000324607185&type=2&theater

    YanıtlaSil