3 Ekim 2014 Cuma

BOYUNLARINI VURUN KÂFİRLERİN

Sûrenin ilk âyetinde belirtilen esaslardan dolayı âyeti kerîme mü’minleri kâfirlerle savaşa tevcih ediyor. Mademki mü’minler yeryüzünde yerleşmesi gereken insanları hak ve hakikat esaslarına bağlamak için hayat ve ölçülerin hâkim olması gereken değişmez gerçeklere istinat .etmektedirler. Ve mademki küfredenler hayattan izi silinmesi gereken ve ortadan kaldırılması icab eden bâtıla dayanmaktadırlar. öyleyse:

4 — Küfredenlerle karşılaştığınızda boyunlarını vurun. Nihayet onlara üstün geldiğiniz zaman da esir alın. Savaş sona erince de onları ya karşılıksız veya fidye mukabili salıverin.

Bu âyette kastedilen karşılaşmadan murat mücerret mânada bir karşılaşma değil, savaş veya harp için karşılaşmadır. 
Bu sûre indiği zaman yarımadadaki insanların (müşriklerin) birçoğu müslümanlarla harp halinde olduğu gibi bir çoğu da anlaşmalıydılar. Ve henüz süresi belirtilmiş bulunan muahedelerin süresi bitinceye kadar, süresiz yapılan anlaşmaların da dört aylık süreye tâbi kılınarak müşriklerle' yapılan anlaşmaları sona erdiren ve yarımadanın neresinde bulunursa bulunsun Allah’a şirk koşanları öldürmeyi emreden "T e v b e” sûresi nazil olmuştu. Halbuki bu emir islâmın temel bir kaidesi olarak daha sonra yer etmişti. Ve ancak böylece İslâmî esasların yerleştirilmesi mümkün olmuştu *.

Kâfirlerle karşılaşınca boyunlarının vurulması emri islâmı tebliğ edip açıkladıktan sonra yine de ondan yüz çevirdikleri takdirdedir. Bu ifade öldürme ameliyesini doğrudan doğruya canlı bir hareket halinde insan duygusunda bıraktığı tasvirleriyle canlandırmakta ve böylece sûrenin havasına uygun hareket etmektedir:

“Küfredenlerle karşılaştığınızda boyunlarını vurun”

Âyetin metninde geçen ( ) kuvvetlice vurmak ve düşmanın gücünü kuvvetini kırmak mânasınadır. Bu öyle bir vuruştur ki bir daha kendisine gelip te hücuma geçememeli ve müdafaa durumuna dönememelidir. Ve işte o zaman - önce değil - dilenen kimseler esir alınır ve kuvvetlice bağlanır. Ama düşman hâlâ kuvvetli ise o zaman öldürmek gerekir. Çünkü tehlikeyi atlatmak için biricik yol budur. Bu durumda bazı müfessirlerin bu âyetle Enfal sûresinde yüce Allah’ın sevgili peygamberini azarladığı belirtilen Bedir savaşında müslümanların fazla esir almaları konusundaki âyet arasında zikrettikleri ihtilâfın yersiz olduğu ortaya çıkmaktadır.
-------------------------------------------------------
1 Bu hûkûm yanında dışındaki müşriklere cari değildir. Onlardan isteride cizye alınabilir.








Hiç yorum yok:

Yorum Gönder