30 Ocak 2015 Cuma

İslâm Devleti - Takiyyuddin En-Nebhani

İslâm Devleti - Takiyyuddin En-Nebhani

 İSLÀM DEVLETİ'NİN KURULMASI
 Nebî (sas), Medine'ye ulaştığında kendisini Medine ehlinden bir çok kişi karşıladı. Onu karşılayanlar arasında müslümanlar olduğu gibi Medine ehlinden Yahudiler ve Hristiyanlar da vardı. Müslümanlar onun (sas) etrafını kuşattılar. Hepsi de onun yüzünü görmeyi çok arzu ediyorlardı.
Müslümanlar ona hizmet etmeyi ve onun rahatını sağlamayı çok arzu ediyorlardı. Müslümanlar onun getirdiği Dinin ve İslâm Davetinin yolunda canlarını takdim etmeye çok düşkün idiler. Müslümanlardan herkes Nebî (sas)'in kendisine gelmesini, kendisinin yanında kalmasını çok istiyorlardı. Fakat o (sas), devesinin yularını serbest bıraktı ta ki deve kendiliğinden gidip Amr'ın iki oğlu Sehl ve Süheyl'in hurma kurutma yerinde çöktü. Resulullah (sas), orayı satın alıp üzerine bir mescid ve mescidin etrafına da kendi meskenini inşaa ettirdi. İster mescidin inşaası isterse meskenin inşaası öyle herhangi bir kişi için tâkat getirmeyeceği bir iş değildi. Nitekim hepsi de basit, sade idi. Öyle çok fazla masrafı ve uğraşı gerektirmiyordu. Mescid geniş bir avluydu. Dört duvarı kerpiçten yapıldı. Mescidin üstünün bir kısmı hurma dallarıyla örtülürken diğer bir kısmı açık olarak bırakıldı.
Mescidin bir köşesi bir meskene sahip olmayacak durumda olan fakirlerin barınmaları için ayrılmıştı. Sadece yatsı namazı saati dışında geceleri mescidde aydınlık yoktu. Çünkü, namazın edası esnasında mescidin içinde ottan ateş yakılırdı. Nebî'nin meskenleri de ister yapı isterse aydınlık açısından mescidden farklı değildi.
Resulullah (sas), mescid ve meskenler yapılıncaya kadar Ebu Eyyüb Hâlid b. Zeyd Ensâri'nin evinde kaldı. Meskenleri yapılınca oraya geçip orada kalmaya devam etti. Resulullah (sas), başlamış olduğu, kendisini ve davetini geniş adımlarla bir dönemden başka bir döneme geçiren bu yeni hayat hakkında düşünmeye başladı. O hayat; Resulullah'ın Davetini, kültürleştirme ve etkileme devrinden, insanların alâkalarına, İslâm hükümlerini tatbik etme dönemine geçirdi. O hayat; Resulullah'ın Davetin yolunda karşılaştığı eziyetlere sadece sabr ederek davette bulunma döneminden,bu daveti himaye edecek kuvvet, otorite sahibi ve hakim olma dönemine geçirmişti.
Resulullah (sas) Medine'ye varınca, namaz kılınan, toplanılan, istişare yapılan müslümanların işlerinin idare edilip hükme bağlandığı bir yer olması için o mescidin yapılmasını emr etti. Ebu Bekir ve Ömer'i de kendisi için iki vezir/yardımcı olarak atadı. Ve o (sas) dedi ki:
"Benim yeryüzündeki iki vezirim Ebu Bekir ve Ömer'dir."


Müslümanlar ona yöneliyorlar, işlerinde ona müracaat ediyorlardı. Böylece Resul (sas) devlet reisliği, kadı ve ordu komutanlığı işlerini yapıyordu. Resul (sas), müslümanların işlerini güdüyor, aralarındaki çekişmeleri çözümlüyordu. Seriyerele komutanlar tayin ediyor, Medine dışına seriyeler gönderiyordu. Böylece Resul (sas), Medine'de ikâmete başladığı ilk günden itibaren Devleti kurdu. Sabit bir esas üzerine toplumu kurmak ve Devlet’in korunması, Davetin yayılması için gerekli kuvveti hazırlamakla bu Devleti iyice yerleştirdi. Bu konularda tamamen mutmain olduktan sonra İslâm'ın yayılması yolunda duran maddî engelleri ortadan kaldırmaya başladı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder