19 Aralık 2013 Perşembe

"Doğrusu bu Kur'an en doğruya iletir..."

"Doğrusu bu Kur'an en doğruya iletir..."
Doğruya iletişi mutlaktır. Hiçbir veçhile sınırı yoktur. Filan yerde şu kimseleri doğruya iletir, gibi bir husus söz konusu edilemez. Kur'an, zaman ve mekân hududu tanımaksızın, her milleti
ve her nesli her zaman en doğruya ileten bir kitaptır. En doğru
diye ifade edilen hidayet ise, her türlü iyiyi ve doğruyu içine almaktadır. İnsanoğlunun sevkedilmesi gereken her yol, her hayır
oradadır. Ve bunlar zaman ve mekânla kayıtlı değildir.
Kur'an, insanoğlunu, ruh ve şuur âleminde, inanç ve akide ile, doğruya iletir. Kapalı ve müphem tarafı bulunmayan, sade ve açık akide ile... 
Ruhları evham ve hurafelerin ağırlığından kurtaran akide ile... Çalışmaya ve yapıcılığa elverişli olan insan enerjisini harekete getirip, tabiat kanunlarındaki esrarla beşer fıtratındaki esrarı en uygun şekilde birbiriyle bağdaştıran akide ile...
Kur'an, insanoğlunun zahiriyle batını münasip bir bağ kurmak; duygularıyle hareketleri arasında irtibat sağlamak ve akidesiyle ameli arasında insicamı temin etmek suretiyle onu en doğruya iletir. 
Bütün bu hususlar bozulması mümkün olmayan bir akitle sağlama bağlanmıştır, yeryüzünde icra edilen bu hususlar insanoğlunun Allah rızasına uygun olarak yaptığı her hareket ve gördüğü
her iş ibadettir, isterse bu iş hayatla ilgili olarak kendi kazanç ve menfaatlerini hedef almış olsun.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder