İslam çağrısının temel özelliği başlığı altındaki , Hakkın Zaferi ve Hak Kelimesi başlıklarını ilginize takdim ediyoruz… Bbir sonraki alt başlığımız "Taviz vermek ve orta yol" ile "Kesin bir red" konuları olacak inşaallah.
Hak, bu kainatın tabiatında kök salmıştır. Varlığın oluşumunda kök salmıştır. Batılın ise bu kainatın yapısında yeri yoktur. Geçicidir, hiçbir kök salmışlığı da yoktur. Allah'ın kudret elinin kapıp yok ettiği bir şeyin yaşaması mümkün değildir.
Bu akide, mutlak tevhid ile şirkin arasında bir Furkan’dır; ayırıcıdır. Ruh ve şuurda, ahlak ve davranışta, ibadet ve ubudiyet’te olanca dallarıyla kök salmış mutlak tevhid ile Allah'tan başka kişilerin, zevk ve ölçülerin, yönetimlerin, gelenek ve göreneklerin uşaklığını gönüllere koyan şirkin tüm biçimleri arasında bir fark...
Öyleyse zafer akidenin olmalıdır. Akidenin sahipleri, batılla savaşmak ve bu savaşın içine girmek zorundadırlar. Görünürdeki maddi güçlerin düzeyine gelmek için beklemeden cihad etmek zorundadırlar...
İslâm çağrısının metod özelliğinde birtakım hakikatler vardır ki, davetçilerin bu konuda içtihada başvurmaları bile caiz değildir. Davetçilerin görevi, bu dinin temel gerçeklerini -hiçbir şey gizlemeden ve ileri bir tarihe bırakmadan- açıklamaktır.
"Ta ki helak olacak olan da, yaşayacak olan da deliliyle (niçin olduğunu bilerek) helak olsun veya yaşasın." (el-Enfal: 42)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder