5 Haziran 2014 Perşembe

DOĞRU, SAHİH BİR İSLÂM'İ KİTLEDE BULUNMASI GEREKEN ÖZELLİKLER

DOĞRU, SAHİH BİR İSLÂM'İ KİTLEDE BULUNMASI GEREKEN ÖZELLİKLER

Buna göre bugün İslâm davasını taşıma görevini ifa ettiğini iddia eden Müslümanlar şu hususu çok iyi bilmelidirler. Şu anda Müslümanların üzerine düşen farz, ne Müslüman olmayanların Müslüman olmalarını sağlamak, ne fakir öğrencilere yardım toplayıp onlara yurtlar, dershaneler açmak veya Kur’an kursları açıp oralarda hafız öğrenciler yetiştirmek, ne de özel okullar veya üniversiteler açmaktır. Bugün Müslümanlar arasında cari olan bu ve benzeri faaliyetlerin hiçbiri Müslümanların üzerlerine düşen farzlardan değildir. Herhangi bir Müslüman veya cemaat bunlardan herhangi birisini yaparsa Allahu Teala katında sevap kazanır. Ancak kesinlikle Allahu Teala'nın üzerine farz kılmış olduğu İslâm’i hayatı yeniden başlatma farziyetini yani Raşidi Hilâfet Devleti'ni kurma farzını eda etmiş sayılmayacağı için Allah'ın huzuruna günahkar olarak çıkacaktır. Çünkü bu türden çalışmaların hiçbiri Hilâfet Devleti'ni kurma farziyetini yerine getirme çalışmasından sayılmaz. Nasıl Ramazan ayının dışında nafile bir oruç tutan kimse farz olan Ramazan orucunu tutmuş sayılmıyorsa, geceleyin gece namazı kılan veya kuşluk namazını kılan bir kimse kıldığı bu namazlardan sevap kazanmış olsa bile üzerine farz olan beş vakit farz namazlarını kılmadığı sürece bunların sorumluluğundan kurtulamıyorsa, yukarıda saydığımız birtakım hayır amellerini yapan bir kimse de Hilâfet Devleti'ni kurma farzını yerine getirmiş sayılmaz. Çünkü bunların her biri hakkında İslâm'ın hükmü ve edasında İslâm'ın ortaya koyduğu metod farklıdır. Namaz kılmanın şekli farklı olduğu gibi oruç tutmanın veya hac etmenin şeklide birbirinden farklıdır. Aynı şekilde Hilâfet Devleti'ni kurmanın metodu da bunların hepsinden farklıdır.



Üstelik bunların tamamı bu işlerle uğraşan Müslümanların veya bu hareketlerin başında bulunan şahsiyetlerin yukarıda da belirttiğimiz gibi hedeflerinin ne olduğunu, neyi, ne zaman ve nasıl yapmaları gerektiğini de bilmediklerinin göstergesidir. Zira bu türden faaliyetlerin tamamı İslâm'a uygun oldukları sürece kişiye Allahu Teala katında sevap kazandırsa bile Hilâfet Devleti'ni kurma farziyetini yerine getirmediği için de Müslümanların enerjilerinin başka alanlarda harcanmasına, hedefin saptırılmasına Müslümanların kafalarının bulandırılmasına neden olmaktadır.



Genel bir çerçeve içerisinde sahih bir İslâm’i kitlede bulunması gereken özellikler bunlardır. Herhangi bir Müslüman Allah'ın üzerine farz kıldığı İslâm’i hayatı yeniden başlatma farziyetini yani Hilâfet Devleti'ni kurma farziyetini yerine getirmek istediği zaman beraber çalışacağı kitlede bu özelliklerin bulunmasına dikkat edilmelidir ki, çalışması boşa gitmesin. Yaptığı çalışma hem Allahu Teala katında hem de bu dünyada zikre değer bir çalışma olsun.



ربنا لا تزغ قلوبنا بعد إذ هديتنا وهب لنا من لدنك رحمة إنك أنت الوهاب(8)ربنا إنك جامع الناس ليوم لا ريب فيه إن الله لا يخلف الميعاد "Ey Rabbimiz; hidayetine erdikten sonra kalplerimizi eğriltme. Katından bize rahmet lütfet. Şüphesiz en çok lütfeden Sensin. Ey Rabbimiz; muhakkak ki geleceğinden şüphe olmayan bir günde insanları toplayacak Sensin. Şüphesiz ki Allah vaadinden dönmez." (Ali İmran 8-9)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder