3 Mart 2015 Salı

MÜŞRİKLER VE YAHUDİ HAHAMLARININ KONUŞMASI.TAKTİKLERİ..

Kurayşlilerin yanına vardıklarında dediler ki: «Bunlar yahudi hahamlarıdır, ilk kitabı en iyi bilenlerdendir. Sorun onlara bakalım Muhammed (A.S.) ın dini mi hayırlıdır yoksa sizin dininiz mi?» bunun üzerine o müşrikler de sordular. Yahudilerin ileri gelenlerinin teşkil ettiği bu kâfilede bulunanlar dediler ki: «Sizin dininiz Muhammed’in (A.S.) dininden daha hayırlıdır. Sizin yolunuz onu ve ona uyanların yolundan daha doğrudur. Bunun üzerine Hak Taalâ bu âyeti Celîleyi inzal buyurdu.»

«Küfür edenlere, «Bunlar müminlerden daha doğru yoldadırlar» diyorlardı...»

Böylece Allahü Taalâ onlara lânet etmişti. 
Dünya ve ahirette hiç kimsenin kendilerine yardımcı olamıyacağı ifade ediliyordu. Çünkü onlar kalkıp ta putperestlerden yardım diliyorlardı. Bunu sırf putperestlerin yardımını temin etmek için söylüyorlardı. Gerçekten de putperestler onların bu arzusuna uymuşlar ve a h z a b günü Resûlullah Medine’ nin çevresine hendek kazdırdığı zaman yahudilerle birlikte bu putperestlerde savaşıyorlardı. Ve Allahü Taalâ kendi nusratı ile müslümanları korumuştu. Onların şerrine karşı Allah kâfi gelmişti. «Allah o kafirleri hiç bir zafere eremedikleri. halde öfkeleriyle geri çevirdi. Böylece Allah savaş yükünü müminlerden kaldırdı. Ve Allah Kavi ’dir, Aziz ’dir130.»

Yahudilerin «Müşriklerin tuttuğu yol Muhammed’minkinden ve ona tabi olanların yolundan, dininden daha hayırlıdır» demeleri ne kadar acayiptir değil mi? Fakat bu kadarı yahudiler için hiç te tuhaf bir şey değildir..-. Yahudilerin hakka ve bâtıla, hak ehline ve bâtıl ehline karşı tutumları her zaman böyle olmuştur. Onların bitmez tükenmez emelleri, hiç bir zaman doğru yola girmeyen hevesleri ve asla eksilmeyen kinleri vardır... Ehli hakkın yanında bu arzu ve heveslerini kin ve emellerini tatmin etme imkânı bulamıyorlardı. Onlar her zaman yalnız bâtılın ve bâtıl ehlinin yanında tatmin ediyorlardı bu duygularını... Bu yüzden de hakka karşı bâtılı destekliyor, ehli hakkın zıddına bâtıl ehline yardımcı oluyorlardı.

Bu yahudilerin her zamanki hâlidir...
Sebebi de her zaman aynıdır... Çirkin emelleri ve bitmez tükenmez kinlerinin sâiki ile kafirler için : «Bunlar, iman edenlerden daha doğru yoldadırlar» demeleri gayet normal ve kendileri için de mantıkidir. Ayni şeyi bugün de demektedirler, yarın da diyeceklerdir. Yeryüzünde muvaffak olabilecek her türlü İslâmî hareketi ellerinde bulunan, yayın, propaganda ve reklâm vasıtaları ile lekelemekten çekinmezler. Bu kadarla da kalmaz bâtıl yolunun yolcularım İslâmî lekelemek ve yok etmek için teşvik ederler. İlk İslâmî hareketi lekeleyip, yıkmak için Kureyş’li putperestleri destekleyip teşvik ettikleri gibi...

Bazan da — Ya habisliklerinden olacak, yahutta iğrenç oyunlara tevessül ettiklerinden veya çağın karmakarışık hâdiselerini iyi bildiklerinden olacak— bâtılı ve bâtıl yolunda olanları açıktan açığa övmezler. Sadece ehli hakkı lekelemek ile yetinirler. Böylece ehli bâtıla hakkı ve hak yolunda olanları yok etmesi için gizlice destek olurlar. Zira —Bugün— açıktan açığa medhetmeleri o kimseleri töhmet altında bırakabilir. Her yerde kendi lehlerinde çalışan ajanlarını şüpheye maruz bırakabilir.
Bazan da öyle dolaplar çevirirler ki; kendi namlarına hakkı ve ehli hakkı tepelemekte olan gizli müttefiklerine karşı bizzat kendileri göstermelik savaşlar açarlar. Açıkça düşmanlık ederler. Kendi ajanlarının üzerindeki şüpheyi bertaraf etmek ve kolay yoldan uzun ve çirkin emellerim tahakkuk ettirmek için yalandan harb ilân ederler...

Fakat hiç bir zaman îslâmı ve gerçek müslümanlan lekelemekten geri kalmazlar. Çünkü onlar doğrudan doğruya İslâm’a kin beslemektedirler. Ve uzaktan hem de çok uzaktan hayali beliriverecek olan İslâmi harekete karşı düşmandırlar... Aldatmak ve göz boyamak için de olsa onu olduğundan çok daha büyük gösterirler... Bunlar ayni cibilliyettendirler. Gayeleri aynıdır. Metodları aynidir. İşte bunlardan dolayı Allah onları lânetle karşılamakta ve dergâhı izzetinden tard etmektedir... Onun için hiç bir yerde yardıma bulamamaktadırlar. Allah’in nusratından mahrum olanlara yardım edecek kimse bulunamaz. Bütün yeryüzü yardımcı olmaya çalışsa onlara bir fayda vermez yardımları, Allah'ın nusratından uzak olduktan sonra...
130. Ahzab: 25.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder