7 Mart 2015 Cumartesi

PUTÇULAR

«Sana indirilen Kur’ana ve senden önce indirilenlere inandıklarını iddia edenleri görmedin mi? Küfretmeleri emrolunmuşken tagutun önünde muhakeme olmalarını isterler. Şeytan onları uzak bir sapıklığa saptırmak istiyor...»

Bu acayib hale bakmaz mısın? Bir kavim... imanlı... Olduğunu iddia ediyor... Sonra bu iddialarını bir anda yıkıveriyorlar?! «Sana ve senden öncekilere inenlere inandığını sanıyor...» Sonra da sana ve senden öncekilere inenlerle hükmetmek istemiyor onlar... Başka nizamlarla... Başka sistemlerle. Başka hükümlerle. Tağutla hükmetmek istiyorlar. Sana ve senden öncekilere inenlere inanmayan ve tanımayan «Tağutla.» Sana ve senden öncekilere inenlerle ilgisi bulunmayan, bilakis düşman olan »Tağutla.» Sana ve senden öncekilere inenlerden hiç bir ölçü ve kaideye sahib olmayan «Tağutla.» Bu sebepden Tağuttur O... Ulûhiyyet iddiasında bulunduğu için. Aynı zamanda ele alınacak bir ölçüye de sahib değildir O! Onlar bunu bilmiyerek veya iyi zannıyla değil, yakinen ve tamamen onunla hükmedilmesinin yasak olduğunu bildikleri halde istiyorlar... «Ona küfretmekle emrolunmuşken...» Bu durumda zan ve cehalet yok... Kasden ve bilerek yapıyorlar... Bunun için sana ve senden öncekilere indirilenlere iman etmiş(!) olmâ iddiaları doğru değildir!. Evet,"şeytan onlârı delâletin gayyasına yuvarlamak istiyor. Kurtuluş ümidi olmayan dalâlete.

■Şeytan onları uzak bir sapıklığa saptırmak, istiyor.»

işte tağutla hükmetmek isteyişlerinin gerisindeki gizli sebeb... Bu isteklerinden dolayı onları imanın sınırından kapı dışarı eden gizli Amil!... Belki uyanır da geri dönerler diye Allah bu sebebi onlara açıklıyor... Müslümanlara da açıklıyor. Bu isteğin gerisinde nelerin ve kimlerin saklandığını anlasınlar diye...

Sûrei celilenin akışı, münafıkların, Allah’ın, Resûlüne ve daha öncekilere indirmiş olduğu hükümlere çağrıldıklarındaki tutumlarını tavsif ettikden sonra. Evet, bundan sonra iman ettiklerini iddia ettikleri hususlara dönüyor:

■Onlara: «Allah’ın indirdiğine ve peygamberlere gelin» denilince münafıkların senden büsbütün uzaklaştıklarını görürsün...»

Fesubbanellah! Nifak nasıl da kendiliğinden ortaya çıkıveriyor!
Sûre 4 : Nisa Sûresi FÎZİLAL-tL KURAN 299

Hem de akıl ve mantığın bedihiyyetinin tamamen zıddına işleyerek. Zaten böyle olmasaydı ortada nifak diye bir şey olmazdı.

İmanın bedîhî icabı, inanılan şeylerle ve inanılan kimselerin hükmüyle hükmetmektir. Allah’a Allah'ın indirdiklerine, Resulullaha, Resûlullaha inenlere iman ettiğini iddia edenlerin bu inandıkları şeylerle (şeriat ve nizam) hükmetmeye çağrılmaları gayet tabii bir şeydir. Fakat iddia edenlerin bu dâvetten sakınmaları anormal bir haldir. Bu hal kalblerdeki nifakı açığa vurur... İddianın yalanını meydana çıkarır!.
*****************************
İşte bu âyeti kerimede Allahü Zülcelâl iman iddiasında bulundukları halde Allah'ın ve Resulünün hükümleriyle hükmetmek istemiyenlere, hatta ona çağrılınca kaçanlara hitab ediyor!.**************

Sonra da münafık gidişattı olanların, Allah ve Resûlünün çağrısına uymayanların yahut tağutla hükmetmek istiyenlerin düştükleri gülünç durumu anlatıyor bize... İleri sürdükleri mazeretleri gösteriyor... Baştan sona kadar nifak dolu bir hâl:

«Ya başlarına kendi işlediklerinden ötürü bir musibet geldiğinde nasıl olur? Sonrada gelmişler sana: «Billahi gayemiz sadece bir iyilik etmek ve ara bulmaktan ibaret idi» diye yemin ediyorlar.»
***********************
Bu musibet Islâm cemiyetinin içinde foyalarının ortaya çıkmasiyle gelmiştir, bu sebebden felaketlere dûçar oldular onlar. Çünkü — o zamanlar — münafıklar, müslümanlar arasında ortaya atılan herhangi bir meselede daima karşı çıkıyorlar, engellemeye çalışıyorlar ve hakir görüyorlardı. Müslüman cemaat, her zaman kendi içlerinde Allah’a, Allah'ın indirdiklerine, peygambere, peygambere indirilenlere inandıklarını söyleyip te sonradan Allah'ın şeriatından başka şeylerle hükmetmek isteyen, yahut Allah'ın şeriatiyle hükmetmek için çağırıldıklarında kaçan münafıkların bulunacağını elbette bilemezdi. Ancak böyle kişiler müslüman olmayan imansız cemiyetlerde, yahut müslümanlıkları boş lâftan ve sadece isimden öteye geçemeyen toplumlarda bulunabilir!. Binaeleyh münafıkların felâket içine'duştükleri Zulümden ileri gelebilir. Aynı zamanda Allah'ın âdil nizamını bir kenara iterek başka sistemlerle hükmetmeye kalkışmanın bir neticesi olabilir... Ne yazık ki onlar tağutun hükümlerinden hiçbirini yürürlüğe koyamadan elleri boş olarak perişan bir halde dönüyorlar... Bu musibet yetmez mi onlara!.******************



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder