16 Aralık 2013 Pazartesi

(2) Huseyin Sasmaz

(2) Huseyin Sasmaz
Allah'tan başkasına kulluk etmeyesiniz diye. Muhakkak ki ben
sîze O'nun tarafından gönderilmiş bir uyarıcı ve müjdeciyim.
Hem Rabbinizden mağfiret dileyin, sonra O'na tevbe edin ki belli bir süreye kadar sizi güzelce geçindirsin. Her fazilet sahibine hakettiğini versin. Eğer yüz çevirirseniz o zaman ben başınıza gelecek
büyük bir günün azabından korkarım.
Ancak Allah'adır dönüşünüz. Ve O, herşeye kadirdir.
Kim dünya hayatını ve onun, debdebe, ihtişamını isterse onlara amellerinin karşılığını öderiz. Onlar da bu hususta bir zarara
uğramazlar.
Öyle kimselerdir ki onlar, âhirette kendilerine ateşten başka bir
şey yoktur. Boşa gitmiştir orada işledikleri ameller. Zaten hep bostur yapageldikleri şeyler.
Rabbinden açık bir delile mazhar olan, ardınca da Rabbi tarafından bir şahit gelen, ondan önce de Musa'nın rehber ve rahmet olan
kitabını tasdik eden kimse başkaları gibi midir? İşte onlar inanırlar Kur'an'a. Her hangi bir güruh onu inkâr ederse onun vaadedilen
yeri ateştir. Sen de şüphe içinde olma bundan. Doğrusu o, Rabbin
tarafından gelen bir gerçektir. Ama insanların birçoğu inanmazlar.
 Allah'a karşı yalan uydurandan daha zâlim kim vardır? Bunlar Rablerinin huzuruna götürülürler ve şahitler: "Rablerine yalan
uyduranlar bunlardır" derler. Bilin ki Allah'ın laneti zâlimlerin üzerindedir.
Onlar ki Allah yolundan alıkorlar ve o yolu eğriltmeye çalışırlar. Ve onlardır âhireti inkâr edenler.
Bunlar yeryüzünde Allah'ı âciz bırakacak değillerdir. Allah'a
karşı duracak yardımcılar da yoktur. Kat kat olacaktır onların azabı. Onlar işitmeye tahammül edemez ve göremezlerdi.
İşte bunlardır kendilerine yazık edenler. Uydurdukları şeylerde
kendilerinden uzaklaşıp kaybolmuştur.
Şüphesiz âhirette büsbütün zarar görecekler de bunlardır.
Doğrusu inanan ve sâlih ameller yapanlar ve Rablerine boyun
eğenler işte onlardır cennetlik olanlar ve orada ebediyyen kalacaklardır.
Bu iki zümrenin durumu kör ve sağır kimse ile gören ve işiten kimsenin durumuna benzer. İkisi bir olur mu hiç? İbret almıyor
musunuz hâlâ ?"
"Ey kavmim, Rabbinizden mağfiret dileyin sonra O'na tevbe
edin ki size gökten bol bol yağmur göndersin. Kuvvetinize kuvvet
katsın. Suçlu olarak dönmeyin."
"Yüz çevirirseniz bilin ki, ben size neyi bildirmek için gönderildimse onları bildirdim. Rabbim yerinize sizden başka bir milleti de
getirebilir. Ve sîz O'na bir şey de yapamazsınız. Doğrusu Rabbim
| her şeyi hakkıyle koruyandır."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder