12 Şubat 2014 Çarşamba

Gerçekten onları müthiş bir çığlık yakaladı ve süprüntü yığını haline getirdik. Zulmeden kavim rahmetten uzak olsun

Burada sûrei celîle içerisinde bu kıssaların zikredilişi, uzun uzun
anlatmak ve kıssayı belirtmek için değildir. Sadece peygamberlerin
getirdiği sözleri bildirmek ve her peygamberin nelerle karşılaştığını
anlatmak için varit olmaktadır. Bu yüzden başlangıç noktasını belirtmek üzere önce N û h Peygamberden söze başlamıştır. Sonra
en son risaletin gelmesinden önceki sonuç noktasını bildirmek üzere
Mûsa ve Isa peygamberlerle son bulmuştur. Bu uzun silsile
içerisinde peygamberlerin isimleri teker teker zikredilmemiş. Bütün
fıkraların başı ve sonu itibariyle birbirine benzediği göz önünde tutularak ayrıca üzerinde durulmamıştır. Mevzuubahis edilen husus
her peygamberin aynı gerçekleri getirmiş olması ve hepsinin de aynı
şekilde karşılıklar almış olmasıdır.
"Onların ardından başka bir nesil yarattık." Bu neslin kimler
olduğu belirtilmiyor. Fakat H u d peygamberin kavmi olan A d
kavmi olması kuvvetle muhtemeldir.
"Onlara da kendilerinden" Allah'a ibadet edin, ondan başka
tanrı yoktur.   Hâlâ sakınmayacak mısınız?" diyen bir peygamber
gönderdik."
Aynı sözleri daha önce  N û h  peygamber de söylemişti. Nesiller arası konuşulan lisanların çok farklı olmasına rağmen âyeti kerîme aynı ifadelerle takdim ediyor.
Peki ne cevap vermişlerdi?
Muhakak aşağı yukarı aynı cevap olacaktır:
Onun kavminden — kenidlerine refah verdiğimiz halde küfrederek âhirete kavuşmayı yalanlayan— bir grup dedi ki: "Bu
sizin gibi bir beşerden başka bir şey değildir. Sizin yediklerinizden
yiyor, içtiklerinizden içiyor."
Eğer kendiniz gibi bir insana boyun eğecek olursanız hüsrana uğrayacağınızda hiç şüphe yok.
Her zaman tekrarlanan itiraz peygamberin beşer olmasına karşı
yapılan itirazdır. Bu itirazın çıkış noktası da haddizatında bu zalim
ekâbir takımının kalpleriyle insanı yüce yaratanına bağlayan ulvi

nefha arasındaki bağın kopmuş olmasıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder