Burada âyeti kerîme haccın bazı şiarlarından ve gayelerinden
söz etmektedir:
Ta ki kendi menfaatlerini bilsinler ve Allah'ın onlara rızık olarak verdiği hayvanları belli günlerde kurban ederken Onun adını ansınlar. Siz de bunlardan yiyin, çaresiz kalmış yoksulu da doyurun.
Bilâhare kirlerini gidersinler, adaklarını yerine getirsinler ve
o Kabe'yi tavaf etsinler.
Hacıların müşahede ettiği faydalar sıralanmakla bitmez. Hac bir
buluşma mevsimi ve kongre yeridir. Hac bir ibadet ve ticaret sahasıdır. Hac bir içtimaî toplantı ve tanışma yeridir. Hac bir yardımlaşma ve dayanışma mahallidir. O öyle bir ilâhî farizadır ki uzak yakın itikadî hatıralar gibi orada dünya ile âhiret yüz yüze gelir. Ticaret ve alışveriş erbabı hac mevsiminde revaç bulmuş bir pazar görürler.
Dünyanın her yanından o mübarek beldelere çeşitli şeyler akar.
Hacılar damla damla, sel sel ufuklardan akıp oraya gelirken yeryüzünün her yanından dünyanın en kıymetli hazinelerini de birlikte getirirler. Bir mevsimde ve bir günde hepsi Allah'ın bu mukaddes beldesinde toplanır. Böylece hac, bir ticaret sahası olduğu kadar bir üretim ve pazarlama yeridir de. Her yıl kurulan âlemşümul bir panayırdır.
Hac mevsimi bir ibadet mevsimidir. Orada ruhlar arınır. Ve orada insan Allah'a en yakın bir yerde bulunduğunu hisseder. O mübarek makamlarda gezinen insanlar bir hayal gibi hatıradan hatıraya, tarihin anlı sayfalarından bir diğerine koşarak gezinirler.
Birbiri ardısıra hayaller canlanır gözü önünde...
Önce Allah 'ın yüce dostu, sevgilisi İ b r a h i m i 'nin hayalini
görür. O bu mübarek eve veda ederken ciğerparesi ismail 'iyle
annesini orada yalnız başına bırakmıştır. Ama gönlüyle ürpererek
ve titreyerek yüce Rabbine doğru yönelir: "Rabbimiz ben çocuklarımı senin mübarek evinin yanında ekinsiz bir vadiye bıraktım. Rabbimiz namazlarını kılmaları için. Sen insanların kalbini onlara doğru çevir. Ve şükretmeleri için muhtelif meyvelerden rızıklandır kendilerini."
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder