Âyetlerimiz kendilerine apaçık olarak okunduğu zaman küfreden o adamlar mü'minlere: "Bu iki takımın hangisinin makamı daha iyi ve yeri daha güzeldir?" derler.

73 — Âyetlerimiz kendilerine apaçık olarak okunduğu zaman küfreden o adamlar mü'minlere: "Bu iki takımın hangisinin makamı daha iyi ve yeri daha güzeldir?" derler.
O yüksek kulüplerde, o lüks konaklarda ve toplantı salonlarında oturmaları her şeyin bozguna uğradığı bir çağda dünyaperestleri ve mütekebbirleri aldatır da durur. Bunların yanında mütevazi toplantı salonları dış görünüşü itibariyle fakir kimselerin devam ettiği
kulüpler yer alır. Onların bütün zenginliği imanlarından ibarettir.
Onlarda lüks ve şatafattan eser bulunmaz. Büyük binalar ve süslü
salonlarda toplanmazlar. Bu iki karşılıklı topluluk her zaman yeryüzünde mevcuttur. Birinci gurup aldatıcı lüks ve şatafata vermiştir
kendisini. Malı vardır, estetik güzelliğe sahiptir, makam ve mertebesi vardır. Hâkimiyeti elinde bulundurur. Kendi faydasına olan her
şeyi gerçekleştirir. İstediği kadar zenginliklere sahiptir. Yer, içer ve
eğlenir. İkinci gurup ise dış görünüşü itibariyle mütevazidir, alçak
gönüllüdür, fakirdir. Dünyanın mal ve eğlencesiyle alay eder. Makam ve-mertebeyi idare ve hakimiyeti önemsemez. Herkesin de kendisi gibi olmasını ister. Makam ve mertebeyi elde etmek isterken
arzularını tahakkuk ettirmek, menfaat şebekesini genişletmek için istemez. Bir devlet adamına yaklaşıp, bir hükümdara bel bağlamak
için arzu etmez. Bunun yerine akide adına ister, inançlarını tahakkuk ettirmek için arzular. İnandığı şeyleri insanlara takdim ederken
her türlü şatafat ve alayişten kaçınır. Lüks ve israftan uzaklaşır.
Allah yolunda olmakla şeref ve izzet bulur. Ondan başkasından asla izzet aramaz. Hatta inandığı davayı insanlara takdim ederken bu
uğurda yorulur, didinir, çırpınır, eziyetlere katlanır, alaylara tahammül eder ve bunların hiçbirisini bir dünyalık için yapmaz. İstediği sadece ve sadece Allah'a yaklaşmaktır. Onun en uygun mükafatı

Allah huzurunda hesaba çekildiği gündür.