31 — O küfredenler: "Biz ne bu Kur'an'a, ne de ondan öncekilere inanırız" dediler.
Bu, nerden gelirse gelsin doğru yola götüren hak sözü kabul
etmemek için baştan gösterilen kuru bir inat ve İsrardan ibarettir.
Hak ve hidayete çağıran o sözün menbaı ister Kur'an olsun, ister
onun doğruluğunu tasdik eden diğer semavi kitaplar olsun, farketmez. Dinlemezler. Onlar hiç bir zaman delillerle gerçeklere inanmak istemezler. Bu demektir ki onlar, küfürde yaşamaya azimlidirler,
Maksatlarını gizli de tutmuyorlar. Hak ve hidayetin ortaya koyduğu
delillere hiç itibar etmiyorlar. Bu deliller ne kadar açık ve kuvvetli
olursa olsun. Şu halde onların maksadı bellidir Küfür yoluna devam, inat ve İsrarı iltizam!
Bu defa Allah onları kıyamet günü karşılaşacakları durumlariyle yüzyüze getirmektedir. Orada bu inatçılıklarının cezasını görecekler:
"Sen bu zalimleri, Rablerinin huzurunda dikilmiş oldukları zaman, suçu birbirine atıp dururken bir görsen! İçlerinde zayıf sayılanlar o büyüklük taslayanlara: "Siz olmasaydınız muhakkak ki biz
mü'minlerden olmuştuk" derler.
32 — Büyüklük taslayanlar, zayıf sayılanlara: "Size hidayet
geldikten sonra, biz mi, sizi ondan çevirdik? Hayır, siz kendiniz suçlu idiniz.'' derler.
33 — Zayıf sayılanlar da o büyüklük taslayanlara: "Hayır, derler; gece gündüz işiniz hilekârlıktı. Çünkü sis bize hep Allah'a küfretmemizi. Ona benzerler, ortaklar tanımamızı emrediyordunuz.
Bunlar azabı görünce pişmanlıklarını içlerine atarlar. Biz de o küfredenlerin boyunlarına demir halkalar vururuz. Yapmakta olduklarının başkasıyle mi cezalandırılacaklardı ya?..
Dünyadayken yaptıkları şey: "Biz ne bu Kur'an'a, ne de ondan
. öncekilere inanırız." demeleridir. Onların bir başka durum içindeyken söylediklerini göreceksiniz! O zalimlerin arzu ve iradeleri hilafına, Allah'ın huzurunda dikilmiş vaziyetlerini bir görmüş olsanız..
Onlar, suçlu ve günahkârdırlar. "Rabbilcrinin huzurunda" dikilmiş,
tayin edilecek cezayı bekliyorlar. Kelamına ve kitaplarına asla İnanmıyacaklannı kesinlikle söyledikleri Rablerinin huzurunda.. Şimdi
İse bunlar, O'nun huzurunda mevkuf bulunuyorlar! Görsen o gün,
bunlar, bu zalimler, hep birbirini kınayacak, birbirlerini suçlayacaklar. Hiç biri, suçu ve sorumluluğu Üzerine almayacak: Suçu birbirine atıp dururken bir görsen.** Nasıl atabilirler ki?.
"İçlerinde zayıf sayılanlar, o büyüklük taslayanlara: "Sis olmasaydınız muhakkak ki biz mü'minlerden olmuştuk" derler.
O zilletli, korkunç duruşmanın ve arkasından gelecek olan belaların mesuliyetini büyüklük taslayanların üzerine atarlar. Bu sözü, o gün açık seçik onlara söyliyecekler. Oysa bu dünyadayken, onların yüzüne karşı böylesine bir söz söylemeye güçleri yetmezdi. Zira zillet aşağılık durumları Allah'ın kendilerine verdiği hürriyeti, şerefi ve akıl nimetini satmış olmalarındandır. Bu durumları haklı sözü söylemelerine mani oluyordu. 0 günse durum değişmiştir.
Onların kıymet verdiği şeyler hiçe çıkmıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder