25 Nisan 2014 Cuma

GEMİLERİ GÖRMEZ MİSİN?

Ayeti kerime bu vicdanlara işleyen kâinat tablosunun ardı sıra
insan hayatından alınma, bilinen başka bir tablo getiriyor. Bu tabloda Allah'ın inayetiyle denizlerde yüzen gemiler yer alıyor. Bu tabloda Ayeti kerime insanları fıtrat mantıkiyle yüzyüze getiriyor. Her
türlü güçten ve kuvvetten yoksun oldukları, gurur ve şımarıklıktan
uzak bulundukları, denizde fırtınaya tutulurken düştükleri paniği
anlatıyor:
31 — Görmez misin ki, gemiler denizde Allah'ın nimetiyle akıp
gıder. Böylece size  âyetlerini gösterir. Bunlarda pek sabırlı ve çok şükreden kimseler için ayetler vardır.
32 — Onları dağlar gibi dalgalar sardığı vakit dini yalnız Allah'a tahsis ederek Ona yalvarırlar. Onları karaya çıkararak kurtardığı zaman da İçlerinden bir kısım orta yolu tutar. Ayetlerimizi gaddar ve nankör olanın dışında başkaları bilerek inkar etmez.
Gemi denizde Allah'ın yeryüzüne koyduğu kanunlarına uygun,
rüzgara ve suya bağlı olarak hareket eder. Aynı kanunlar denize,
gemiye rüzgara, göğe ve yere hakimdir. Mevcudatı cenabı Allah bu
özellikleriyle yarattığı için gemi denizde süzülür akar. Durup kalmaz. Ama bu düzen değişecek olsa denizlerde de gemiler yüzemeyecektir Suyun veya geminin kesafeti değişecek olsa elbette ki akım sağlanamaz. Deniz yüzeyindeki hava basıncının oranı hava ve su
akımının düzeni değişse, suyun su olma vasfını yitireceği hararet
derecesi düşse veya yükselse su ve hava akıntıları belirli bir hududta kalacak olsa... Kızacası bugünkü düzenin dışında en küçük bir
oran değişikliği vuku bulacak olsa sularda gemiler yüzemezdi. Ayrıca cenabı Allah fırtınalara tutulmuş dalgaların üzerinde gezinen gemiyi koruyup muhafaza etmektedir. O zaman da Allah'tan başka
kimse onları koruyamaz. Gemi Allah'ın nimeti ve fazlu keremıyle yüzer denizlerde. Yüzerken de yine nimet ve lütuf taşar. Ayeti
kerimenin ifadesinden her İki anlam da çıkmaktadır: "Böylece size
âyetlerini gösterir..." Her zaman görülebilir Allah'ın âyetleri. Zaten
onun gizli kapalı hiç bir noktası yoktur. Görmek İsteyen herkes görebilir: "Bunlarda pek sabırlı ve çok şükreden kimseler için ayetler vardır..." Sıkıntılı ve rahat anlarında sabreden ve şükreden kimseler için. Sıkıntı ve bolluk her ikisi de insanın basma gelebilen hallerdir. Ne var ki insanlar sabretmezler, şükretmezler. Sıkıntıya düştükleri zaman basarlar çığlığı. Allah kendilerinden sıkıntıyı kaldırınca çok azı şükreder:
"Onun dağlar gibi dalgalar sardığı vakit dini yalnız Allah'a
tahsis ederek Ona yalvarırlar.'* Bu gibi tehlikeli hallerde... Dağlar
gibi dalgalar sardığı zaman gemi korkunç bir okyanusta bir o yana
bir bu yana sallanan bir tüy gibi olur. İşte o zaman insanların ruh undaki aldatıcı güçler kaybolur. Kendisinin uydurduğu kudret silinir.
Rahatlık anında fıtratının üzerini saran perde kalkar. Kişinin fıtratiyle yaratanı arasına giren engeller yıkılır gider. Ve o zaman fıtrat
her türlü örtülerden arınır, dosdoğru Rabbine yönelir. Allahuteâlâya teveccüh ederek dini yalnız O'na tahsis eder. Her türlü şirki rcddeder,*her türlü müdahaleyi atar. Ve doğrudan doğruya Allah'a yalvarır.
"Onları karaya çıkararak kurtardığı zaman da içlerinden bir
kısmı orta yolu tutar."


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder